Kümesin içi besili tavuk kaynıyormuş, fakat kümes sahipsizmiş… Kümesin sahipsizliğini ve yönetim boşluğunu gidermek amacıyla kümese müdür aramaya başlamışlar, tilki de başvuranlar arasına girmiş… Talip olanların hepsine bakmışlar; “en gözü açık, en zinde ve en güvenilir” olarak gördükleri tilkiyi seçip müdür yapmaya karar verdiklerinde Tilkiye; “Kaç para maaş istersin?” diye soran heyete, zevkten dört köşe olan Tilki; “Vallahi ben gülmekten bir rakam söyleyemiyorum, bu ‘ağır ve riskli’ görevin ücretini siz takdir edin” demiş!..
Sevgili okurlar;
Günümüz Türkiye’sinde düz ovaya, hatta evlere kadar dadanan “İki ayak üzerine yürüyen tilkilerin” Kümese Müdür olmaları halinde ne “hünerler” sergilediklerine ve emanete ne kadar ihanet “etmediklerine” dair havalarda uçuşan ve mideler bulandıran haberlerin muhteviyatı ile yukarıdaki tilki fıkrasını birebir örtüşür gördüğüm için sizlerle paylaşarak konuya girmek istedim.
Ama sevgili okurlar, 65 yaşına merdiven dayamış çalışan bir gazete emeklisi ve emekçisi olarak; şimdiye kadar gördüklerimden ve yaşadıklarımdan özet çıkararak cümle kurmam gerekirse; ülkemde ne yazık ki; “Ciğerin kediye, kümesin tilkiye” teslim edilmesinin ötesinde farklı bir reflekse ve farklı yaşam kesitine rastlamış değilim… Ve… Her nedense (?!) işin sonu hep “keşkeler” hep “pişmanlıklar” ve hep “Timsah gözyaşları” ile noktalanır… Noktalanır da, ders almak ve tekrarında kaçınmak adına hiçbir gayret ve uyanışta bulunulmaz…
İşin en trajikomik tarafı da bu ya…
Hülasa; yaşanılan hüsranlardan ders alınmadıkça; Kümeslere müdür tayin edilen tilkilerin ve kasaplarda ki etlere bekçilik görevi verilen kedilerin zevklerinden dört köşe olup gülmeleri ve ders almayanların da “keşkeleri, pişmanlıkları ve nedamet gözyaşları” sürüp gider…
Sevgili okurlar;
Bu hususla ilgili söylemleri ne kadar uzatsak da; tavsiye ve temennilerde ne kadar bulunsak da; meselenin muhasebesi doğru yapılmadıkça “yamuk karpuzlardan düzgün dilimlerin çıkmayacağını” tekrar tekrar görüp dururuz…
Biz yine sözü dizelerle noktalayarak “Kıssadan hisse”yle yetinelim... Sağlıklı ve başarılı ve uyanmış yeni yıl dileklerimizle esen kalınız diyelim… Ve Oyunu verirken bir kez daha düşünün diyoruz!...
GÖRMEDİM
Aç kediye ciğer; tilkiye tavuk
Teslim edip sağlam bulan görmedim
Krala, sultana olup dalkavuk
Adam sıfatıyla kalan görmedim
Tilkinin hesabı, nefsine çalmak
Ne edip eyleyip hep “semiz” kalmak
Hal böyleyken; iş mi uykuya dalmak
Uyanık malında talan görmedim
Tilkiyi kümese yaparsan müdür
Senin tavukları yer kütür kütür
Dava aç istersen kadıya götür
Şimdiye dek sonuç alan görmedim
Tilkilerin müdürlüğü bu kadar
Bir kümes uğruna ülkeyi satar
İşlediği suçu üstüne atar
Dostun doğrusunda yalan görmedim
Hülasa, tilkiye dönmem arkamı
Kolum içindeyken çalar hırkamı
Kalsın demez üstümdeki yorganı
Tilkilerden sadık olan görmedim
Ali Dal’da bu dizeleriyle Tilkinin kümese müdür oluşunu, Kediye ciğerin teslim edilişini dile getirmiş. Onunda ağzına beynine sağlık diyorum.