Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

TENCERE DİBİN KARA…

Osmanlılar sadece; savaşlarla, kahramanlıklarla, harem’lerle doldurmamıştır tarih kitaplarını... Kurucusu Osman Gazi; ezilen, soyulan, hor görülen azınlıkları bir araya getirmiş aynı çadır altındaki halkı ile birlikte (Zamanın şartlarına göre) ‘’insan gibi yaşama’’ gerekliliğine inanarak yaşamışlar.   Osman Bey, kabile ve ‘soy’ları birleştirmiş, ‘’Osmanlı Devletini’’ sadece kurmakla kalmamış, adaleti, dürüstlüğü ile varlığını dünyaya kabul ettirmişti..   Osmanlı Devleti, aynı sınırlar içerisinde yaşayan; Yahudi, Ermeni, Hıristiyanlarıda, Müslümanlarla eşit tutmuş, adaletli kararlar almış(vermiş) yüzyıllarca beraber tek sancak altında yaşamış ve cihana hükmetmiştir.   Osmanlı, sözkonusu; Haksızlık, İşgalcilik ve en rezili ‘Rüşvet’ olduğunda suçlunun gözünün yaşına bakmadan en ağır cezaları vermiş, ’’Çürük Elma’’ları devlet idaresinden uzaklaştırmıştır…   Gençlik yıllarımdan beri yaşamıma ışık tutmuş, örnek almaktan hiç bir zaman pişman olmadığım, yazılarını severek lezzet alarak okuduğum, düşüncelerini peylaştığım, sayısı iki elin parmaklarından çok olmayan yazarlar ve yazılar...   İçinde Allah korkusu ve aşkı olan(Koyun Postuna Giren, Kurt olmayan) okudukça insan ruhunu okşayan bir ‘Öğüt’ü, asilliğin en güzel örneklerinden birisi olan bir mektubu, seçim arifesi olan şu günlerde tekrar köşeme almak, Sizlerle paylaşmak istedim… ‘’Hayme Ana’’ mektubu.   OĞUL,    Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgarlar önün de oradan oraya savrulduk.   Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, son konağımız olsun.   Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri, kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın.   Ak-boz atlara binip yağı (düşman) üstüne yel gibi vardıkta (vardığın da), Kadir Tanrı gözü pek yiğitlerimizi korusun.   Göğsü kaba, yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile; kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız, Kutlu Kayı Boyumuza gürbüz evlatlar versinler.   Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün.   Kayı’nın ve diğer bütün boyların oğullarını, Ertuğrul’umla bir tutarım.   Onların hepsini soyumuz için, Hakk’ın kutsal birer emaneti bilirim.   BEY OĞUL,   Boyundan-soyundan olsun, olmasın; insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki; insanların birlik ve dirlik kazansın.   Yurdun da, oban da herkes güvenle gezsin.   Ululuk isteyen, töre’den ayrılmasın!    Bu dünya bir; ’oturma yeri’ değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle, insanların hizmetin de bulunursan, güzel ‘övünçler’ senin olur.    Yüreğinden inancı, ağzından dua’yı, davranışından erdemi hiç eksik etme!..   Bir de; ’’sabırlı’’ ol oğul…   ‘ Ekşi koruk, sabır’la tatlı üzüm olur ’   OĞUL, Bey’lik dermek ile, ağa’lık vermek iledir. Sofranı ve keseni, yoksullara açık tut!..   Ana’n Hayme.   *Yağı : Düşman   Namus-Şeref BAŞ ÖRTÜSÜNDE, BEL ALTINDA değildir!.. ‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...’’   Kendi(ler)ini güçlü ‘zanneden’; ‘’Ben, Ben, hep Ben’’ diyen, ‘bencil’lere değil, bir gün ardından; ‘Allah rahmet etsin, iyi bir insandı’ dedirten (Rahmetli Yazıcıoğlu gibi), dedirtecek olanlara, Saygılarımla.
Ekleme Tarihi: 05 Şubat 2014 - Çarşamba

TENCERE DİBİN KARA…

Osmanlılar sadece; savaşlarla, kahramanlıklarla, harem’lerle doldurmamıştır tarih kitaplarını...

Kurucusu Osman Gazi; ezilen, soyulan, hor görülen azınlıkları bir araya getirmiş aynı çadır altındaki halkı ile birlikte (Zamanın şartlarına göre) ‘’insan gibi yaşama’’ gerekliliğine inanarak yaşamışlar.
 
Osman Bey, kabile ve ‘soy’ları birleştirmiş, ‘’Osmanlı Devletini’’ sadece kurmakla kalmamış, adaleti, dürüstlüğü ile varlığını dünyaya kabul ettirmişti..
 
Osmanlı Devleti, aynı sınırlar içerisinde yaşayan; Yahudi, Ermeni, Hıristiyanlarıda, Müslümanlarla eşit tutmuş, adaletli kararlar almış(vermiş) yüzyıllarca beraber tek sancak altında yaşamış ve cihana hükmetmiştir.
 
Osmanlı, sözkonusu; Haksızlık, İşgalcilik ve en rezili ‘Rüşvet’ olduğunda suçlunun gözünün yaşına bakmadan en ağır cezaları vermiş, ’’Çürük Elma’’ları devlet idaresinden uzaklaştırmıştır…
 
Gençlik yıllarımdan beri yaşamıma ışık tutmuş, örnek almaktan hiç bir zaman pişman olmadığım, yazılarını severek lezzet alarak okuduğum, düşüncelerini peylaştığım, sayısı iki elin parmaklarından çok olmayan yazarlar ve yazılar...
 
İçinde Allah korkusu ve aşkı olan(Koyun Postuna Giren, Kurt olmayan) okudukça insan ruhunu okşayan bir ‘Öğüt’ü, asilliğin en güzel örneklerinden birisi olan bir mektubu, seçim arifesi olan şu günlerde tekrar köşeme almak, Sizlerle paylaşmak istedim… ‘’Hayme Ana’’ mektubu.
 
OĞUL,
 
 Anayurttan ayrılalı yıllar geçti. Deli rüzgarlar önün de oradan oraya savrulduk.
 
Beylik otağını kurduğumuz şu yaylalar, artık son durağımız, son konağımız olsun.
 
Oğuz’un yurtlarına diktiğimiz ağaçların kökleri, kara yerin derinliklerine, dalları gökyüzünün yüceliklerine uzansın.
 
Ak-boz atlara binip yağı (düşman) üstüne yel gibi vardıkta (vardığın da), Kadir Tanrı gözü pek yiğitlerimizi korusun.
 
Göğsü kaba, yerli kara dağlar gibi duran erlerimiz ile; kır çiçekleri gibi saf ve temiz, ak yüzlü, ala gözlü kızlarımız, Kutlu Kayı Boyumuza gürbüz evlatlar versinler.
 
Altın başlı otağlarımız Çarşamba yaylasını bürüsün.
 
Kayı’nın ve diğer bütün boyların oğullarını, Ertuğrul’umla bir tutarım.
 
Onların hepsini soyumuz için, Hakk’ın kutsal birer emaneti bilirim.
 
BEY OĞUL,
 
Boyundan-soyundan olsun, olmasın; insanlara adil davran. Adaletten ayrılma ki; insanların birlik ve dirlik kazansın.
 
Yurdun da, oban da herkes güvenle gezsin.
 
Ululuk isteyen, töre’den ayrılmasın!
 
 Bu dünya bir; ’oturma yeri’ değildir. Yapacağın iyi ve doğru işlerle, insanların hizmetin de bulunursan, güzel ‘övünçler’ senin olur.
 
 Yüreğinden inancı, ağzından dua’yı, davranışından erdemi hiç eksik etme!..
 
Bir de; ’’sabırlı’’ ol oğul…
 
‘ Ekşi koruk, sabır’la tatlı üzüm olur ’
 
OĞUL,

Bey’lik dermek ile, ağa’lık vermek iledir.

Sofranı ve keseni, yoksullara açık tut!..
 
Ana’n Hayme.
 
*Yağı : Düşman
 
Namus-Şeref BAŞ ÖRTÜSÜNDE, BEL ALTINDA değildir!..

‘’Anlayana sivrisinek saz, anlamayana davul zurna az...’’
 
Kendi(ler)ini güçlü ‘zanneden’; ‘’Ben, Ben, hep Ben’’ diyen, ‘bencil’lere değil, bir gün ardından; ‘Allah rahmet etsin, iyi bir insandı’ dedirten (Rahmetli Yazıcıoğlu gibi), dedirtecek olanlara,
Saygılarımla.
Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.