Merhaba değerli okurlarım
Rahatsızlığım nedeniyle uzun bir süredir köşe yazılarımı ara vermek zorunda kalmıştım…
Allahıma şükürler olsun bir nebze olsun sağlığıma kavuşarak kaldığımız yerden devam etmeye başlayacağız… Ve ömrümüzün sonuna kadar da gazetecilik mesleğini şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da en iyi şekilde sürdürmeye devam edeceğiz…
6 ayı aşkın süredir hastane hastane, doktor doktor sağlığıma kavuşmak için çare ararken yazılarımı yazamasam da gazetecilik mesleğinden hiç kopmadım… Aydın da olup bitenleri gün be gün, dakika dakika izlemeye ve takip etmeye çalıştım…
Benim rahatsızlığımı fırsat bilip asılsız ve mesnetsiz dedikodular üretip gazetecilikte kariyer edinmeye çalışan meslektaşlarımı öğrendim.
“Kedi yetişemediği ete mındar” dermiş… Bu meslektaşlarımızın bazıları bizim soframızda yemeğimizi yediler… Bazıları yanımızda çalışarak meslek öğrenmeye çalıştı… Bazıları da dostlarımız…
Bir mesleğe önce başlayacaksın, çıraklık yapacaksın, kalfa olacaksın, usta olacaksın ondan sonra dükkân açacaksın…
Bir gün gazetecilikte çalışmadan yapanları baka baka öğreniriz mantığıyla gazeteci olursan…
Birkaç ay bir gazete de çalışıp birkaç il ve ilçe başkanını tanıdıktan sonra ‘ne olacak attın mı yün oluyoo… Bastın mı keçe oluyooo’ mantığı ile hareket ederek gazeteci olursan…
Pes doğrusu, Aydın’da ne zeki ve çalışkan gazeteciler varmış da biz görmemişiz deriz…
Tabiki bizim çıkardığımız gazete ve derginin konseptini tutturamayan, gölgesinden bile hiçbir canlının faydalanamadığı, yaptığı haberlerle kamuoyu oluşturarak Aydın iline hiçbir taşı taş üstüne koyduramayan, nerede bir yemek varsa, rakı varsa karnını doyurmaya giden, içip keyif olduktan sonra gazetecilik taslayan bu mesnetsiz meslektaşlarım beni bir türlü öldüremediler… Batırıp Aydın’ı terk ettiremediler…
Onlar battı, Aydın’ı terk etti gibi mesnetsiz ucuz dedikodu üretip kendilerini kariyer edinmeye çalışıyorlar…
Benim ve ailem hakkında konuşan, kendini gazeteci zanneden, ayağındaki pantolonu toplamasını bilmeyen gazeteci kardeşlerim…
Ben gazetecilikte 40 yıllık ömür verdim…
Ailece emek verdik…
Servet verdik…
Gün geldi gazete kâğıtları altımızda döşek, üstümüzde yorgan oldu…
Allahın yardımıyla kısmen de olsa ben sağlığıma kavuştum…
Tekrar haberin olduğu her yerdeyim…
El mi yaman Bey mi yaman göreceğiz…
Zaman her şeyin ilacıdır…
Sistem sizin gibi kimleri yutmadı ki…
Resmi ilan almadan Aydın il merkezi ve ilçelerinde 25 yıldır yayın hayatını sürdüren kaç tane gazete var sayar mısınız?
Biz hiçbir zaman şunun bunun adamı ve yayın organı olmadık!
Aydın halkının yayın organı olduk!
Gazetecilik mesleğini adam gibi yapan tüm gazeteci dostlarıma ve kardeşlerime tenzih ediyorum.
“Çayların suyu çok olduğunda balıklar karıncaları yer, çayların suyu azaldığında karıncalar balıkları yer”, şu günlerde Aydın’da birileri birilerini yiyor ama kimin kimi yediği hiç belli değil…