Fatih Sultan Mehmet, İstanbul fethinden sonra (29 Mayıs 1453) gayr-i Müslimler ve diğer (Kanunlara, nizamlara uymaları şartı ile) inananlar için aynı haklara sahip olmaları adına ferman çıkartıp, fetva verdirmiştir.
Herkes benim düşündüğüm gibi düşünmeye veya herkesin benim inancımda mı olması gerek?
Şunun adı Yakop’muş sana ne.
Senin adın Yakup ya sen ona bak.
Sen Yunanistan’da doğsaydın adın Yorgo olacaktı ya...
O Almanya’da doğmuş adını Hans koymuşlar.
SANA NE, BANA NE!?
Ermeni, Yahudi, Hıristiyan...
Önemli olan Allah'ın varlığı ve tekliği değil mi?
(Ki, kişi ‘Atteist’ olsa bile bana ne, sana ne)
Birisi Mevlana’ya âşık, diğeri Hacı Bektaş’a...
Sen saz çal, O def, öbürü keman...
Önemli olan güzel şeyleri sevmek, hoş kokuları tanımak...
Barış, kardeşlik değil mi?
Pantolonun yamalı olması değil, temiz olması önemli değil mi?
Yırtıkta olabilir.
Bir damla bala 100 karınca üşüşürken, bir kepçe katrana bir karınca bile gelmez.
Biz, hocanın dediğini yap, yaptığını yapma tezine karşı olmamız gerek...
İnanç uğruna savaşların yapılmasına, canlıların öldürülmesinde.
Ben, Ulu Önder Atatürk’ün;
’’Vatan sınırları tehlikeye girmedikçe savaş katilliktir’’ veya
’’Yurtta Barış, Dünyada Barış’’ sözlerini seviyorum.
Bir ramazan ayı daha geldi.
Sadece bir ay aç kalmakla 11 ay yapılan pislik ve kötülüklerden arınılacak mı?
Her türlü günahlar sıfırlanacak mı?
KENDİMİZİ KANDIRMAYALIM!
Önemli olan o aç kaldığın(!?) bir ay süresince, yanı başında 11 aydır karnı aç, karın gurultusunu ‘ninni’ gibi dinleyerek uyumaya çalışan, (bırak on bir ayı) ‘Muz’ tadını hiç tatmamış bir çocuğun (olduğunu) yatağa gittiğini düşünebiliyor musun?
Kendisine yapılmasını istemediğini, başkasına yapmayanlara,
Saygılarımla…