Fakir Baykurt, 11 Ekim 1999 tarihinde,
Almanya-Essen (Kuzey Ren Vestfalya) Üniversitesi Kliniği’nde, pankreas kanseri nedeniyle 70 yaşında (Doğumu 15.06.1929) yaşamını yitirdi.
Baykurt, can dostları Kemal Yalçın ve Binali Bozkurt ile birlikte son muayenesi için hastaneye gideceklerdi. Yoldaydılar. Fakir Baykurt yolda;
-- Canımda öyle bir Yoğurt Çorbası çekti ki...
Binali Bozkurt’un boğazı düğümlenmişti;
-- “Haydi, bize gidiyoruz, Senem hanım bize bol kekikli bir yoğurt çorbası yapsın da afiyetle içelim” dedi.
Öylede yaptılar... Binali Bozkurt’un evine gittiler.
Fakir Baykurt, Binali Bozkurt’un eşi Senem Hanıma; “Senem Hanım, bir yoğurt çorbası yap da, şifa niyetine yedikten sonra hastaneye gidelim,” demişti.
Senem Hanım, Fakir beyin istediği kekikli yoğurt çorbasını severek yaptı.
Ardından Essen Üniversitesi Kliniği’ne giriş yapıldı.
Doktorlar iyi bir muayene ardından üzücü haberi verdiler;
“Ya dört gün, ya 40 gün yaşayabilir” dediler.
40 gün yaşayabildi.
Burdur-Yeşilova doğumlu olan Baykurt, Isparta Gönen Köy Enstitüsü’nde okumuştu.
Baykurt, 1979 yılında Kuzey Ren Vestfalya (NRW) Eyaleti Eğitim Bakanlığı'nın özel daveti ile Türk çocuklarının eğitim sorunlarında danışmanlık yapmak için Almanya'ya gelmişti.
12 Eylül 1980 darbesinden sonra 15 yıl Türkiye’ye gidemedi.
Çok büyük hasretler içinde yaşadı. Bu hasretler onu yedi bitirdi.
Fakir Baykurt adına Duisburg’da 1996 yılında Edebiyat Kahvesi kuruldu.
15 yıl aradan sonra Türkiye...
Tarih 23 Haziran 1994, Düsseldorf Havaalanı.
Fakir Baykurt, dikkat çekmemek için Antalya’dan giriş yapmaya karar verdi.
Görünürde sakindi ancak... kolay değildi...15 yıl aradan sonra vatanına dönüyordu.
Tedirginlik ve heyecan hissediliyordu.
Ülke hasreti şu sözlerinin ardında gizliydi;
’’Türkiye’de hem dinleneceğim hem de deniz kenarında... derin derin düşüneceğim” diyordu.
Duisburg-Homberg, Düsseldorf Havaalanı’na eşi Muzaffer hanım ve Kemal Yalçın ile gitti.
Fakir Hoca ile Muzaffer Hanım’ın uçağı havalandı.
Fakir bey ve Muzaffer Hanım, polis kontrolünden geçtiklerini, her şeyin yolunda olduğunu
Kemal Yalçın’a şifreli söyleyecekti.
Anavatanının kokusunu alır almaz en yakın telefon kulübesinden arkadaşını aradı ve kararlaştırdıkları şifre ile;
“Kemal Abem, yolculuğumuz iyi geçti. Antalya’da havalar güzel.”
Hasret dolu 180 ay aradan sonra... (Kemal Yalçın anısından)
Mekanı cennet olsun!..
Saygılarımla