Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Vatansızlar Mezarlığı...

Evet, gerçekten bu isimle tanınmış bir mezarlık var. İngiltere başkenti Londra’da bulunan bu mezarlık, (Highgate) tanınmış, tanınmamış birçok ‘vatansız’ı (sürgüne gönderilen insanı) bağrına basmış. Düşünüyorum da; Savaşların bir türlü bitmek bilmediği Suriye, Afganistan, Afrika’dan, kaçanlar Türkiye’de ölenler nasıl anılacaklar, mezarları ziyaret edilecek mi yoksa onlar da ‘vatansız’mı sayılacaklar? O zaman bizim ülkemizde de bir ‘Yurtsuzlar Mezarlığı’na ihtiyacımız var demektir. En azından gelecek yüzyıllar da yaşayacak olan torunlarımız hakkımızda bir fikir sahibi olsunlar. (Bu arada; Savaşan ülkelerin hepsi ‘İslam Ülkeleri’ neden acaba?!) Aslında canım bu gün hiç yazmak istemiyordu. Sabah seyrettiğim bir vahşet, ilkellik, taş devri videosu tüm huzurumu yok etti... Belki Siz de seyretmişinizdir; 30-35 yaşlarında bir gencin kurban keser gibi elleri, gözleri bağlı bir şekilde boğazının kesilmesi... Ne diyebiliriz ki... O insan(!)ları Allah’a havale etmekten başka. Aklıma yine savaşlar geldi... ve savaşlarda ölen, öldürülen çocuklar... ve o minik parmakları arasında tuttukları kuru ekmekleri… BİR KIZ ÇOCUĞU Kapıları çalan benim Kapıları birer bire Gözünüze görünemem Göze görünmez ölüler Hiroşima'da öleli Oluyor bir on yıl kadar Yedi yaşında bir kızım Büyümez ölü çocuklar Saçlarım tutuştu önce Gözlerim yandı kavruldu Bir avuç kül oluverdim Küllerim havaya savruldu Benim sizden kendim için  Hiçbir şey istediğim yok Şeker bile yiyemez ki  Kâğıt gibi yanan çocuk Çalıyorum kapınızı Teyze amca bir imza ver Çocuklar Öldürülmesin ŞEKER DE YİYEBİLSİNLER. Nazım Hikmet) Savaş değil, BARIŞ çığırtkanlığı yapanlara, Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2021 - Pazartesi

Vatansızlar Mezarlığı...

Evet, gerçekten bu isimle tanınmış bir mezarlık var.

İngiltere başkenti Londra’da bulunan bu mezarlık, (Highgate) tanınmış, tanınmamış birçok ‘vatansız’ı (sürgüne gönderilen insanı) bağrına basmış.

Düşünüyorum da; Savaşların bir türlü bitmek bilmediği Suriye, Afganistan, Afrika’dan, kaçanlar Türkiye’de ölenler nasıl anılacaklar, mezarları ziyaret edilecek mi yoksa onlar da ‘vatansız’mı sayılacaklar?

O zaman bizim ülkemizde de bir ‘Yurtsuzlar Mezarlığı’na ihtiyacımız var demektir.

En azından gelecek yüzyıllar da yaşayacak olan torunlarımız hakkımızda bir fikir sahibi olsunlar. (Bu arada; Savaşan ülkelerin hepsi ‘İslam Ülkeleri’ neden acaba?!)

Aslında canım bu gün hiç yazmak istemiyordu. Sabah seyrettiğim bir vahşet, ilkellik, taş devri videosu tüm huzurumu yok etti...

Belki Siz de seyretmişinizdir; 30-35 yaşlarında bir gencin kurban keser gibi elleri, gözleri bağlı bir şekilde boğazının kesilmesi...

Ne diyebiliriz ki... O insan(!)ları Allah’a havale etmekten başka.

Aklıma yine savaşlar geldi... ve savaşlarda ölen, öldürülen çocuklar... ve o minik parmakları arasında tuttukları kuru ekmekleri…

BİR KIZ ÇOCUĞU

Kapıları çalan benim

Kapıları birer bire

Gözünüze görünemem

Göze görünmez ölüler

Hiroşima'da öleli

Oluyor bir on yıl kadar

Yedi yaşında bir kızım

Büyümez ölü çocuklar

Saçlarım tutuştu önce

Gözlerim yandı kavruldu

Bir avuç kül oluverdim

Küllerim havaya savruldu

Benim sizden kendim için 

Hiçbir şey istediğim yok

Şeker bile yiyemez ki 

Kâğıt gibi yanan çocuk

Çalıyorum kapınızı

Teyze amca bir imza ver

Çocuklar Öldürülmesin

ŞEKER DE YİYEBİLSİNLER.

Nazım Hikmet)

Savaş değil, BARIŞ çığırtkanlığı yapanlara,

Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.