-Kadınların Özgürlük Kahramanı- (son bölüm)
Tahire(*), 19. yüzyılın başlarında İran’ın Kazvin şehrinde seçkin ve dindar bir ailede doğdu. O zamanlar; “kadın kapasitesi”nin ötesin de sayılan ve kadınların araştırmasının uygun görülmediği konulara büyük ilgi gösterdi. Tüm engellemelere karşıt… Tahire, aradan bir buçuk asır geçmesine rağmen artan bir hızla tanınmış bir şair ve âlim oldu.
Hz. Tahire 1844 yılında Hz. Bahaullah’ın habercisi olan Hz. Bab’ın öğretilerini kabul eden ilk kadındı. Birkaç yıllık süre zarfın da bütün İran’a ve ötesine yayılan bir hareketin önde gelen figürlerinden birisi oldu. “Tahire” unvanı kendisine 1848 yılındaki tarihi ‘Bedeşt Konferansı’nda görüştüğü Hz. Bahaullah tarafından verildi.
(*Tahire “Pak olan” demektir.)
Hz. Tahire’nin peçesini çıkarıp atması bu konferansta gerçekleşti. Toplumsal çevrede kadınların çok az role sahip olduğu ‘ataerkil’ bir toplum olan 19. yüzyıl İran’ın da bu hareket düşünülemez kabul edilirdi. Tarihi değiştiren o anda Hz. Tahire, kadın ile erkek arasında eşitliğin başladığını ve Hz. Bab’ın öğretilerinin geçmişteki geleneklerden kopuşun bir işareti olduğunu ilan etti.
Dört yıl sonra, İran hükümeti Hz. Bab’a inananlara yönelik acımasız zulümlere başlayınca, Hz. Tahire Tahran’da gözaltına alındı. İnancından vazgeçmeyi reddedince idam edildi; ölürken telaffuz ettiği sözleri bir sonar ki yüzyıl boyunca da yankılanmaya devam etti: “istediğiniz zaman beni öldürebilirsiniz, ama kadınların özgürleşmesine asla engel olamazsınız.”
‘Güneşin Kızı’ oyunu, Hz. Tahire’nin birçok nesli etkisi altına almış bir özelliği olan emsalsiz cesaretini vurgulamaktadır. Hz. Tahire’yi oynayan Nigar Aliyeva: “Hz. Tahire oyunda “Ben Zerrin Taç olarak doğdum, ama Tahire olarak yaşadım” demişti. Hz. Tahire rolünü oynarken ben de değiştiğimi hissettim. Artık daha önce olduğum kişi değilim. Şimdi hayatımın düsturu şudur: “Nigar olarak doğdum, ama Hz. Tahire olarak yaşayacağım.”
Gösterimden sonra izleyicilerden birisi şu yorumu yapmıştır:
“Şimdi ne kadar cesur olmamız gerektiğini, baskı ve zulüm karşısında sesimizi nasıl yükseltmek zorunda olduğumuzu anlıyorum.”
19.yy. Batılı Doğu bilimcileri, onun edebiyat ve cinsiyet eşitliği üzerinde ki etkisi hakkında çok yazdılar. Sayısız akademik makaleleri, kitapları ve üç ciltlik şiirlerini İngilizceye çevirdiler.
Oyun ve roman yazarları, müzisyenler ve film yapımcıları onun yaşamından ve kişiliğinden ilham alan eserler yarattılar.
Hz. Tahire, Farsça, Arapça Kazvin ve çevresinde yaygın konuşulan bir dil olan Azerice yazmıştır. (Alıntıdır). (18.07.2018, Bakü-Azerbaycan)
Bilgi; Bu makalenin İngilizcesi; >http://news.bahai.org/story/1276/<
Tecavüze uğrayan, öldürülen kadınlarımız anısına,
Saygılarımla…