Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Bölge düşmanlığı

Söke - Didim arası Su Ürünleri Organize İhtisas Sanayi Bölgesi (OSB) kurulacakmış. Bu tam bir turizm ve bölge düşmanlığı değil midir? Bölgeye balık çiftliği, su ürünleri işletmesi, açık cezaevi inşası, sezonda bir milyona varan turist sayısına ulaşan bir kent için fayda değil, zarardır. Buraların denizden ve karadan ‘ekosistemini’ bozmaz mı? Bu tür sahalar milli parklardır, özel koruma statüsünde olması gerekmez mi? Bu ve benzeri projeler doğa düşmanlığı değil midir? Bundan dolayıdır ki; Böyle bir projenin Didim’de kabul edilmesi mümkün olmamalıdır. Sizce, hali-hazırda mevcut olan 66 ton üretim kapasiteli balık çiftliklerinin yarattığı bir tahribat yok mudur?... Kaldı ki karada kurulması planlanan Su Ürünleri İhtisas Sanayii, denizlerimizde çok daha yüksek kapasiteli yeni balık çiftliklerinin de kurulması demektir. Bu denli yüksek kapasiteli balık çiftlikleri ve bağlı olarak (karada) kurulması planlanan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) didim’in geleceğini ÖLDÜRECEKTİR! Her ne kadar teknolojinin geliştiğini savunan muhataplar olsa da, gerekli önlemlerin alınacağını, istihdam yaratılacağını söylese de, hepimiz biliyoruz ki balık çiftlikleri dahi denizi ve sahillerimizi geri dönülmez şekilde kirletmektedir. Bu yüzden Avrupa Birliği (AB) üyesi komşumuz Yunanistan bile böyle bir girişimde bulunmuyor. Tam tersine Didim gibi cennet bir bölgede böyle bir girişimde bulunmasına onlarda sevinirler herhalde... Neden mi; Böyle çılgınca, düşünmeden kurulacak bir sanayinin bize Didim’e, Türkiye’ye gelecek turistlerin Yunanistan’a gitmeleri demektir de ondan. Böyle bir proje denizimize, sahillerimize ve Didim’imizin dünyaca tescilli havasına ileride telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir. Bunu görememek cehalettir. Bu doğa kirliliği her geçen yıl katlayarak artacaktır. Tüh-Keşkeler, pişmanlıklar yaşanacak fakat geri dönüşümü olmayan hasarlar yaratacaktır. Lütfen düşünelim; Bölgede ki su akıntısını ve rüzgârın yönünü dikkate aldığımızda, kurulması planlanan Balık çiftlikleri ile Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) “sağlayacağı!” tek şey; DİDİM’İN EŞSİZ DOĞASINI KATLETMEK OLACAKTIR! Didim’in 30 yıldır deneyimli turizmcisi ve 2. Dönem Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, bakın bu konuda ne diyor: “Gerek turizmci kimliğim gerekse bu kentin Belediye Başkanı olarak; bu kentin duyarlı vatandaşları ile birlikte kentimizin, doğamızın ve turizm potansiyelimizin tahrip edilmesine asla izin vermeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ayrıca konu ile ilgili toplumsal muhalefeti Didimlilerin göstereceğinden son derece emin olduğumu belirtmek isterim. Her şeyden önce bu kentte yaşayan ve bu kenti yürekten seven bir vatandaş olarak; Bu kentin bütün güzellikleri ile birlikte korunması konusunda, kamu kurum ve kuruluşların da sorumluluğu olduğunu, sağduyulu kararlar almalarını ve bu yönde politikalar yürütmeleri gerektiğini hatırlatır, kamuoyuna saygıyla duyururum.” Ehh... Didim’de yaşayan, yaşadığı yeri ve ülkesini seven bir kişi olarak başkana hak vermemek bence mümkün değil. Sizce?... Ülkesini seven herkese, Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 09 Temmuz 2019 - Salı

Bölge düşmanlığı

Söke - Didim arası Su Ürünleri Organize İhtisas Sanayi Bölgesi (OSB) kurulacakmış.

Bu tam bir turizm ve bölge düşmanlığı değil midir?

Bölgeye balık çiftliği, su ürünleri işletmesi, açık cezaevi inşası, sezonda bir milyona varan turist sayısına ulaşan bir kent için fayda değil, zarardır.

Buraların denizden ve karadan ‘ekosistemini’ bozmaz mı?

Bu tür sahalar milli parklardır, özel koruma statüsünde olması gerekmez mi?

Bu ve benzeri projeler doğa düşmanlığı değil midir? Bundan dolayıdır ki;

Böyle bir projenin Didim’de kabul edilmesi mümkün olmamalıdır.

Sizce, hali-hazırda mevcut olan 66 ton üretim kapasiteli balık çiftliklerinin yarattığı bir tahribat yok mudur?... Kaldı ki karada kurulması planlanan Su Ürünleri İhtisas Sanayii, denizlerimizde çok daha yüksek kapasiteli yeni balık çiftliklerinin de kurulması demektir.

Bu denli yüksek kapasiteli balık çiftlikleri ve bağlı olarak (karada) kurulması planlanan Organize Sanayi Bölgesi (OSB) didim’in geleceğini ÖLDÜRECEKTİR!

Her ne kadar teknolojinin geliştiğini savunan muhataplar olsa da, gerekli önlemlerin alınacağını, istihdam yaratılacağını söylese de, hepimiz biliyoruz ki balık çiftlikleri dahi denizi ve sahillerimizi geri dönülmez şekilde kirletmektedir. Bu yüzden Avrupa Birliği (AB) üyesi komşumuz Yunanistan bile böyle bir girişimde bulunmuyor. Tam tersine Didim gibi cennet bir bölgede böyle bir girişimde bulunmasına onlarda sevinirler herhalde... Neden mi; Böyle çılgınca, düşünmeden kurulacak bir sanayinin bize Didim’e, Türkiye’ye gelecek turistlerin Yunanistan’a gitmeleri demektir de ondan.

Böyle bir proje denizimize, sahillerimize ve Didim’imizin dünyaca tescilli havasına ileride telafisi mümkün olmayan zararlar verecektir. Bunu görememek cehalettir.

Bu doğa kirliliği her geçen yıl katlayarak artacaktır. Tüh-Keşkeler, pişmanlıklar yaşanacak fakat geri dönüşümü olmayan hasarlar yaratacaktır.

Lütfen düşünelim; Bölgede ki su akıntısını ve rüzgârın yönünü dikkate aldığımızda, kurulması planlanan Balık çiftlikleri ile Su Ürünleri Organize Sanayi Bölgesi’nin (OSB) “sağlayacağı!” tek şey; DİDİM’İN EŞSİZ DOĞASINI KATLETMEK OLACAKTIR!

Didim’in 30 yıldır deneyimli turizmcisi ve 2. Dönem Belediye Başkanı A. Deniz Atabay, bakın bu konuda ne diyor: “Gerek turizmci kimliğim gerekse bu kentin Belediye Başkanı olarak; bu kentin duyarlı vatandaşları ile birlikte kentimizin, doğamızın ve turizm potansiyelimizin tahrip edilmesine asla izin vermeyeceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Ayrıca konu ile ilgili toplumsal muhalefeti Didimlilerin göstereceğinden son derece emin olduğumu belirtmek isterim.

Her şeyden önce bu kentte yaşayan ve bu kenti yürekten seven bir vatandaş olarak; Bu kentin bütün güzellikleri ile birlikte korunması konusunda, kamu kurum ve kuruluşların da sorumluluğu olduğunu, sağduyulu kararlar almalarını ve bu yönde politikalar yürütmeleri gerektiğini hatırlatır, kamuoyuna saygıyla duyururum.”

Ehh... Didim’de yaşayan, yaşadığı yeri ve ülkesini seven bir kişi olarak başkana hak vermemek bence mümkün değil. Sizce?...

Ülkesini seven herkese,

Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.