Sosyal medya her yönüyle hayatımızın içine girmiş durumda. Bu durumu eğer olumlu bir şekilde kullanamazsak ne yazık ki ciddi sorunlarla da karşılaşabiliriz. Dilerseniz en çok yaşanan sıkıntılara göz atalım.
*Zaman kaybı ne yazık ki yaşam kalitemizi düşüren temel sıkıntı. Paylaşımları incelerken bir anda zaman bilinci ortadan kalkıyor.
*Gerçek hayat keyifsiz filtreli hayat ise keyifli bir noktaya geliyor
*Gerçek ve yalan birbirine karışıyor.
*Kişilik oluşumunu olumsuz yönde etkiliyor. Özellikle çocuklar ve gençler kusurlarını ekran karşısında gizlemeye çalışırken aslında gerçek hayat içinde güçsüzleşiyorlar
*Toplumdan, aileden, komşulardan, arkadaşlardan kopmalar başlıyor
*Klavye aslanları oluşuyor. Nasıl mı? Yazmaya gelince güzel ifadeler ama konuşmaya gelince ne yazık ki düşünceleri ifade edememe durumu oluşuyor. Ayrıca kalabalık önünde konuşamama, kalabalığa karışamama gibi fobik durumlarda olabiliyor.
Bu konuda çalışmalar yapan Yrd. Doç. Dr. Alptekin Çetin, “Yapılan bilimsel çalışmalarda yoğun Facebook kullanımı olan kişilerde beynin amigdala bölgesindeki gri materyalinde madde bağımlısı hastalardaki gibi hacim azalmaları olduğu gözlenmiştir” açıklamasını yapmıştı. Beynin bu bölgesindeki etkilenmelerle beraber hafıza sorunları, unutkanlık, muhakeme yetilerinde kayıp gibi gündelik hayatı olumsuz etkileyebilecek klinik sonuçlar ortaya çıkarabiliyor.
Tespit ettiğim bir başka sorun ise aynı dakika içinde farklı ruh hallerine girmemiz. Vefat paylaşımında gözyaşı dökerken, doğum günü kutlamasında kahkahalar atabiliyoruz. Yalan bir habere en sert yorumu yaparken haberin gerçeğini görünce oralı olmuyoruz.
Genel tablo bu şekilde olsa da düzenli ve kontrollü bir facebook kullanımın yararlarının daha fazla olduğunu düşünüyorum. Bir sonraki yazımda yararları üzerine konuşalım derim.