Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Nankörlere...

Yakıcı bir yaz günü. Atatürk, yanında yaverleri ve arkadaşları ile Kızılcahamam yolu üzerinden Ankara’ya gidiyor gidiyor. Konvoy Kızılcahamam-Kazan köyü civarında biraz hava almak, dinlenmek için durmuşlar, iki arabadan oluşan konvoy arabalardan inmişlerdi. Köyün genci, yaşlısı, kadını, erkeği yoldan geçerken, dinlenmek için duran bu yabancıları görünce hepside koşuştular. Öyle ya bunlar, kim olursa-olsun, "Konuk" sayılırlardı. Köyün tüm kadınları testi ve güğümlerle kimi su, kimi de ayran ikram ettiler konuklarına. Kadınlardan biri güğümden doldurduğı soğuk ayranı (tanımadığı) Atatürk’e uzattı. Kadın, bölgenin çorak ikliminin kavurduğu yüzünde, bronzlaşmış Türk kadınının en bariz ifadelerini taşıyan bir ‘Türk Anası’ idi. Genç anne Ata’ya uzattığı maşrabayı beklerken, böğrüne bağladığı gevşemiş kundağı biraz daha sıkıştırdı. Henüz bir-kaç haftalık olan bebek uyuyordu. Atatürk uzatılan soğuk ayranı kana-kana içti, maşrabayı geri uzatırken; - Senin kocan kim? diye sordu. Elleri, hatta yüzü bile nasırlaşmaya yüz tutmuş genç anne, yöre şivesi ve saf ifadesiyle; kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış, hala çalışamayan bir cengaver  olduğunu, evde yattığını söyledi. Atatürk tekrar; - Sen kaç yaşındasın kızım, ne zaman doğdun?.. Ata’yı tanımayan kadın; - Ben 1919’da, Atatürk Samsuna çıktığında doğdum. Atatürk bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu sözüne göre 15 yaşında olması gerekirdi... halbuki kadın 25 yaşlarında gösteriyordu. Tekrar sordu; "Nasıl olur?"... Kadın hiç  tereddüt etmeden, memleketin işgal altında olduğu o acılı, zor yılları kastederek; - Evet beyim, ben 1919’dan önce yaşamıyordum ki... Kadının bu saf, esprili cevabından mutlu olan Ata, bir süre düşündü ve yaveri yanına çağırdı. Konvoy ayrılırken kadının adı, adresi yaveri tarafından not edilmişti. Daha sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) ilk kadın millet vekili seçilen bu kadın, Atatürk’e, Kızılcahamam yolunda nasırlı elleri ile ayran ikram eden Hatı Çırpan kadındı. "Yaptığın iyiliği hatırlama, Yapılan iyiliği unutma!" Nankör olmayan herkese, Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 20 Şubat 2017 - Pazartesi

Nankörlere...

Yakıcı bir yaz günü.

Atatürk, yanında yaverleri ve arkadaşları ile Kızılcahamam yolu üzerinden Ankara’ya gidiyor gidiyor.

Konvoy Kızılcahamam-Kazan köyü civarında biraz hava almak, dinlenmek için durmuşlar, iki arabadan oluşan konvoy arabalardan inmişlerdi.

Köyün genci, yaşlısı, kadını, erkeği yoldan geçerken, dinlenmek için duran bu yabancıları görünce hepside koşuştular. Öyle ya bunlar, kim olursa-olsun, "Konuk" sayılırlardı.

Köyün tüm kadınları testi ve güğümlerle kimi su, kimi de ayran ikram ettiler konuklarına.

Kadınlardan biri güğümden doldurduğı soğuk ayranı (tanımadığı) Atatürk’e uzattı.

Kadın, bölgenin çorak ikliminin kavurduğu yüzünde, bronzlaşmış Türk kadınının en bariz ifadelerini taşıyan bir ‘Türk Anası’ idi.

Genç anne Ata’ya uzattığı maşrabayı beklerken, böğrüne bağladığı gevşemiş kundağı biraz daha sıkıştırdı. Henüz bir-kaç haftalık olan bebek uyuyordu.

Atatürk uzatılan soğuk ayranı kana-kana içti, maşrabayı geri uzatırken;

- Senin kocan kim? diye sordu.

Elleri, hatta yüzü bile nasırlaşmaya yüz tutmuş genç anne, yöre şivesi ve saf ifadesiyle; kocasının Sakarya harbinde boğazından yaralanmış, hala çalışamayan bir cengaver  olduğunu, evde yattığını söyledi. Atatürk tekrar;

- Sen kaç yaşındasın kızım, ne zaman doğdun?.. Ata’yı tanımayan kadın;

- Ben 1919’da, Atatürk Samsuna çıktığında doğdum.

Atatürk bir an düşündü. Yıl 1934 idi. Kadının bu sözüne göre 15 yaşında olması gerekirdi... halbuki kadın 25 yaşlarında gösteriyordu. Tekrar sordu; "Nasıl olur?"...

Kadın hiç  tereddüt etmeden, memleketin işgal altında olduğu o acılı, zor yılları kastederek;

- Evet beyim, ben 1919’dan önce yaşamıyordum ki...

Kadının bu saf, esprili cevabından mutlu olan Ata, bir süre düşündü ve yaveri yanına çağırdı.

Konvoy ayrılırken kadının adı, adresi yaveri tarafından not edilmişti.

Daha sonra, Türkiye Büyük Millet Meclisine (TBMM) ilk kadın millet vekili seçilen bu kadın, Atatürk’e, Kızılcahamam yolunda nasırlı elleri ile ayran ikram eden Hatı Çırpan kadındı.

"Yaptığın iyiliği hatırlama, Yapılan iyiliği unutma!"

Nankör olmayan herkese,

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.