Ocak 2015’de Duisburg(Almanya) Yüksek Halk Okulu(Volkshoch Schule)’nun organize ettiği ‘Avrupa Parlamentosu Ziyareti’ gezisine katılmıştık. Geziye ilgi oldukça yoğundu.
Katılımcılar arasında ; Yunan, Portekiz, Polonya’lılar da vardı. Türk olarak eşim ve ben katılmıştık. Çoğunluk tabii ki Almandı.
Brüksel’e yaptığımız bu gezinin asıl amacı; Bazı Avrupa Parlamentosu Milletvekilleri (Alman) ile sohbet etmek, "SINIRSIZ" ve "ÖNCEDEN HAZIRLANMAMIŞ" (Anlaşmalı değil) sorular sorabilme imkanımızın olmasıydı. Geziye katılan tek gazeteci de bendim.
Parlemento’da üç Alman; İkisi Sosyal Demokrat(SPD) ve biri Korsan(Piraten) Partisinden vekillerdi. Sadece bir vekile (SPD) soru sorma imkanım oldu ve üç soru sordum.
1- Soru; Türkiye ne zaman Avrupa Birliği(AB)’ne girecek?
Cevap; Hiçbir Zaman(!)... kısa ve öz olmuştu aldığım cevap. Salonda bulunan diğer Almanlardan sevinenler yanında, neden, niçin gibi soruları da yükseldi.
Milletvekili açıklamak zorunda kaldı; Biz Avrupa Birliği olarak Türkiye’den açık ve net 37 şartımızın yerine getirilmesini istedik... Türkiye bunlardan şimdiye kadar sadece bir elin parmakları kadarını yerine getirebildi.
Bu gidişata göre Türkiye hiç bir zaman Avrupa Birliğine giremez.
2- Soru; Peki neden bunu açıkça söylemiyor, değişik konuşmalarla bizi(Türkiyeyi) oyalıyorsunuz?
Cevap; Biz hiç bir zaman değişik konuşma yapmıyoruz. Çünki bu 37 şart parlamento komisyonunda aldığımız ortak karardır. Değişik konuşulamaz. Fakat Sizin başınızdaki kişi veya kişiler bunları sizlere açıkça anlatmıyor veya değişik şekilde anlatıyorsa bu bizim suçumuz değil.
Türkiye’de bir ilerleme var ancak ‘İnsan Hakları konusunda hiç bir ilerleme yok... en basit örneği Basın özgürlüğü... Atılan küçücük adımlar kesinlikle Avrupa için yeterli değildir, olamazda. Onun için Siz(Türkler) Avrupa Birliğine(AB) kabul edilemezsiniz...
3- Soru. Bir Avrupa parlamenteri olarak Siz, 1915 olaylarını nasıl değerlendiriyor sunuz?
4- Cevap; Bu konuyu tarihçilerin ve Avrupa hukukçularının ele almaları gerekir.
Tarihsel bir sorun olan bu konuyu ancak Türkiye ve Ermenistan terihçileri bir araya gelerek çözebilirler.
Bu gezi sorularımız ve konuşmalarımız, Türkiye Vatan Partisi lideri Doğu Perinççek’in Strassburg(bende Strassbourg’a gitmiştim) zaferinden hemen sonra olması ve sanki; Siz orada bir şey mi kazandınız sanki de, hemen AB’ye girmeyi düşünüyorsunuz? der gibiydi. (DEVAM EDECEK)