Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

Al dünü, vur bugüne...

Dün, ben çalışırken ‘Sarı Sendika’ vardı... Bugün, ben emekliyim ‘Sarı Sendika’ hala var. Yarında olursa hiç şaşmam. Yıl 1964, Yer İstanbul – Gaziosmanpaşa... namıdeğer Taşlıtarla... İstanbul'un nüfusu yaklaşık bir Milyon... sadece BİR MİLYON. Ben ve ağabeyim İstanbul Taşlıtarla’da su motorları üreten, ilk adı ‘Gümüş Motor’, sonradan değiştirilerek ‘Pancar Motor’ olan ve Genel Müdürlüğünü rahmetli Necmettin Erbakan’ın yaptığı Gümüş Motor. O zamanın ‘Sarı’ Sendika damgasını Türk İş Sendikası yemişti... Hala öyle mi diye sorarsanız ‘BEN BİLMİYORUM, SİZ DAHA İYİ BİLİRSİNİZ’ derim. Fabrikada her sene toplu sözleşme yenilenir. Saat ücretleri 2, 30 ile Üç Lira, Yirmi Kuruş arasında. Günde 8 saat çalışıyoruz. Tornacılık yapan bir işçi ayda ortalama 600 ile 800 Lira kazanıyor. (Ev kiraları 80 ile 150 Lira civarında... örnek olsun diye yazıyorum) Cumartesi günleri, hafta ortası yaptığımız yemek istirahatlarına karşılık ücretsiz çalışıyoruz. Fabrikanın hepsi Türk İş Sendikasına üye, fakat memnun olanlar sadece ‘yalaka’ takımı. Toplu sözleşme zamanı geldi.Saat ücretlerine10 kuruş zam istiyoruz.  ‘Sarı’ sendikayı değiştireceğiz. DİSK ile konuşmalar tamam. Topluca DİSK’e geçeceğiz... Herşey gizli olacak... yani, yeni sendikaya üyelikler gizli imzalanıyor. Fabrikada sendika sözcüsü benim... Ve bir gecede herşey olup bitecek. Pazartesi günü yeni sendikamız DİSK olacak...sendika, müdüre çıkacak ve; ’’Buyurun imzalar... çalışan işçilerin haklarını artık biz savunacağız, yeni sözleşmeyi de biz yapacağız’’diyecekler. Ve tahmin ettiğimiz gibi, ilk gün anlaşma sağlanamadı. Greve de gitsek kararlıyız...  10 Kuruş zam istiyoruz... istiyoruz da, rahmetli Erbakan 3 kuruş veriyor. Pazarlıklar haftaya ertelendi. Ve Türk İş tekrar devreye girmeye çalıştı. Bu arada bana, (tabii arkadaşları razı etmem şartıyla) RÜŞVET OLARAK saat ücretime 40 kuruş zam, 2 maaş da ikramiye (İyi para(!), sözü verdiler... kabul etmedim.OLMADI. Beni tehdit ettiler.OLMADI. Son çare ne?Tabii ki; KORKU, GÖZDAĞI,LOKAVT ve İŞTEN ATILMALAR... Bunları niye yazdım? Geçen haftalarda Cumhuriyet gazetesinde okumuştum; Çalışan 10 Milyon işçiden sadece 10 sendikalıymış diye... Tek dişli canavarlarda(Avrupa’da) bu orantı TAM TERSİ. Dün gördük. Memur-Sen anlaşMIŞ(!). Aradan yarım asır geçmiş...’’SARILIK’’ hala devam ediyor. Al dünü vur bugüne... veya, al bugünü vur dibine!.. Böyle gelmiş, böyle yürür mü diye sorabilenlere, Saygılarımla...
Ekleme Tarihi: 30 Ağustos 2017 - Çarşamba

Al dünü, vur bugüne...

Dün, ben çalışırken ‘Sarı Sendika’ vardı...

Bugün, ben emekliyim ‘Sarı Sendika’ hala var.

Yarında olursa hiç şaşmam.

Yıl 1964, Yer İstanbul – Gaziosmanpaşa... namıdeğer Taşlıtarla...

İstanbul'un nüfusu yaklaşık bir Milyon... sadece BİR MİLYON.

Ben ve ağabeyim İstanbul Taşlıtarla’da su motorları üreten, ilk adı ‘Gümüş Motor’, sonradan değiştirilerek ‘Pancar Motor’ olan ve Genel Müdürlüğünü rahmetli Necmettin Erbakan’ın yaptığı Gümüş Motor.

O zamanın ‘Sarı’ Sendika damgasını Türk İş Sendikası yemişti...

Hala öyle mi diye sorarsanız ‘BEN BİLMİYORUM, SİZ DAHA İYİ BİLİRSİNİZ’ derim.

Fabrikada her sene toplu sözleşme yenilenir.

Saat ücretleri 2, 30 ile Üç Lira, Yirmi Kuruş arasında.

Günde 8 saat çalışıyoruz. Tornacılık yapan bir işçi ayda ortalama 600 ile 800 Lira kazanıyor. (Ev kiraları 80 ile 150 Lira civarında... örnek olsun diye yazıyorum)

Cumartesi günleri, hafta ortası yaptığımız yemek istirahatlarına karşılık ücretsiz çalışıyoruz.

Fabrikanın hepsi Türk İş Sendikasına üye, fakat memnun olanlar sadece ‘yalaka’ takımı.

Toplu sözleşme zamanı geldi.Saat ücretlerine10 kuruş zam istiyoruz. 

‘Sarı’ sendikayı değiştireceğiz. DİSK ile konuşmalar tamam. Topluca DİSK’e geçeceğiz...

Herşey gizli olacak... yani, yeni sendikaya üyelikler gizli imzalanıyor.

Fabrikada sendika sözcüsü benim... Ve bir gecede herşey olup bitecek. Pazartesi günü yeni sendikamız DİSK olacak...sendika, müdüre çıkacak ve; ’’Buyurun imzalar... çalışan işçilerin haklarını artık biz savunacağız, yeni sözleşmeyi de biz yapacağız’’diyecekler.

Ve tahmin ettiğimiz gibi, ilk gün anlaşma sağlanamadı. Greve de gitsek kararlıyız...  10 Kuruş zam istiyoruz... istiyoruz da, rahmetli Erbakan 3 kuruş veriyor.

Pazarlıklar haftaya ertelendi. Ve Türk İş tekrar devreye girmeye çalıştı. Bu arada bana, (tabii arkadaşları razı etmem şartıyla) RÜŞVET OLARAK saat ücretime 40 kuruş zam, 2 maaş da ikramiye (İyi para(!), sözü verdiler... kabul etmedim.OLMADI.

Beni tehdit ettiler.OLMADI.

Son çare ne?Tabii ki; KORKU, GÖZDAĞI,LOKAVT ve İŞTEN ATILMALAR...

Bunları niye yazdım? Geçen haftalarda Cumhuriyet gazetesinde okumuştum; Çalışan 10 Milyon işçiden sadece 10 sendikalıymış diye... Tek dişli canavarlarda(Avrupa’da) bu orantı TAM TERSİ.

Dün gördük. Memur-Sen anlaşMIŞ(!). Aradan yarım asır geçmiş...’’SARILIK’’ hala devam ediyor.

Al dünü vur bugüne... veya, al bugünü vur dibine!..

Böyle gelmiş, böyle yürür mü diye sorabilenlere,

Saygılarımla...

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.