Lozan Antlaşması’nın 96. yılı hepimize kutlu olsun!..
Öncelikle şunu da bir açıklığa kavuşturalım isterseniz…
Sevr bir uluslararası antlaşma mıdır, yoksa bir “belge”den mi ibarettir.
Evet, ‘Sevr’de bir antlaşmadır. Uluslararası barış antlaşmaları savaşları bitirir.
Sevr de, Osmanlı’nın yenildiği 1. Dünya Savaşını Osmanlı için bitiren, 14 devletin imzaladığı uluslararası bir barış antlaşmasıdır. Ancak:
Uluslararası antlaşmaların yürürlüğe girebilmesi için:
1-Yapılış: Görüşmeciler önce uzlaşma metnini hazırlarlar, sonra da hükümetlerinden yetki alarak imzalarlar;
2-Onama: Ulusal parlamentolar antlaşmayı onayarak yürürlüğe sokarlar.
Sokmazlarsa, uluslararası antlaşma yapılmıştır fakat “kadük”, yani yarım kalmıştır.
Sevr Barış Antlaşması da böyledir. Osmanlı Anayasası’nda antlaşmaları onamaya yetkili Meclis-i Mebusan (Şimdiki Büyük Millet Meclisi), İstanbul’un işgali üzerine 18 Mart 1920’de faaliyetine son vermişti ve Yunanistan dışında Müttefikler de bir onama işlemi yapmamışlardı zira daha Sevr imzalanmadan Kurtuluş Savaşı çıkmıştır.
Birinci Dünya Savaşı’nı bitiren (yarım kalan) Sevr Barış Antlaşması’nın yerine, Kurtuluş Savaşı’nı bitiren 24 Temmuz 1923 tarihli Lozan Barış Antlaşması imzalanmıştır.
‘Sevr’in bilimsel öyküsü işte budur. (Kaynak; Bizim Türk Dış Politikası; Cilt I, Sayfa; 113-138)
I. Dünya Savaşı’nda yenilgiye uğrayan Osmanlı İmparatorluğu, Avrupalı devletlerin eline geçmiş ve Osmanlı toprakları işgal altına alınmıştır. Onun içindir ki, Lozan Barış Antlaşması yeni doğan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin kurtarıcısı olan bir antlaşma niteliğini taşımaktadır.
Dış borçlar, Boğazlar sorunu, Türk-Yunan çatışmaları ve daha birçok konuda Türk devleti ülkenin sorunlarını çözmüş ve ülkeyi sömürgeci devletlerden kurtarmıştır.
Bilindiği üzere Sevr Antlaşması, Türk Milleti’nin tamamen Avrupalı devletlerin hâkimiyeti altına girmesini gerektiren maddeler içeriyordu. Bu durumda Türk milletinin toprak bütünlüğü ve ulusal bağımsızlığı için verdiği mücadeleyi bütün dünyanın bilmesi ve kabul etmesi zorunluydu.
Misak-ı Milli sınırları ve hedefleri bu antlaşmayla gerçekleştirilmiştir.
Zamanın şartlarında denge siyaseti izleyen Osmanlı Devleti, bazı Avrupalı devletlere kapitülasyonlar vermiştir.
Bu sebepledir ki bu devletler birçok ayrıcalıkla birlikte güçlenerek devletin iç işlerine karışma hakkına sahip olmuşlardır. Lozan antlaşması Türklerin haklı ve şerefli mücadelesinin zaferi özelliği taşır.
Lozan Antlaşması’nın yazılması için yapılacak olan konferans 8 ay kadar sürmüştür. Türk Devletini İsmet İnönü Paşa başkanlığındaki heyet temsil etmiştir.
Sevr antlaşmasında Avrupalı devletler, Türkiye Cumhuriyeti devletinin iç işlerine karışmış, Osmanlı'dan kalan borçların yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ödemesine karar vermişlerdi. Türkiye bunu kabul etmedi, yeni bir ‘antlaşma’ istedi. Aksi halde ’’Savaşa devam’’ kararı verileceğini belirtti.
ANTLAŞMA İMZALANIYOR…
Barış Konferansı, 20 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan şehrinde toplanmıştır. 2. olarak söz alan İsmet Paşa, istiklal ve hâkimiyet konusunun özellikle altını çizerek “Bütün medeni milletler gibi hürriyet ve istiklal istiyoruz” diyerek, Türk milletinin kararlılık sesini elini masaya vurarak duyurmuştur.
Lozan Barış Antlaşması’nda ön söz olarak; “Devletlerin İstiklal ve Hâkimiyetine Saygı Gösterilmesi” özellikle belirtilmiştir.
Antlaşma: TBMM Temsilcileri, Birleşik Krallık, İtalya, Fransa, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği, Almanya, Belçika, Portekiz, Macaristan, Yugoslavya, Japonya, Romanya, İtalya ve Yunanistan arasında imzalanmıştır.
“Elbet benim naçiz vücudum toprak olacaktır ancak, Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyen Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’e, Namus, Şeref, Bayrak uğruna kanlarını akıtan tüm Şehit ve Gazilerimize,
Saygılarımla…