Otizm konusunda genelde birçok kavram karıştırılır. Bu konuda uzman arkadaşımız Berat Çelik’e kulak verelim.
Bütün çocukların gelişim basamaklarını aynı zamanlarda tamamlamadığı herkesçe kabul edilen bilimsel bir gerçektir. Bunu unutmayın. Bazı çocuklar 2 yaşında 50-60 kelime bilirken bazı çocuklar daha 2 yaşında konuşmaya yeni başlayabilirler.
Belki çocuğunuzun aslında bir gelişim problemi yok boş yere şüphelendiniz. Ancak belki de çocuğunuzda otizm ya da birçok gelişim bozukluğundan bir tanesi var. O halde erken attığınız adımlar sayesinde çocuğunuz için kritik evrelerde yapılabilecek çok önemli müdahaleleri yaptırabilme şansını yakaladınız. İşte bu nedenle erken teşhis oldukça önemlidir. Ben olsaydım şüphe durumunda muhakkak araştırma, sorgulama yolunu seçerdim.
Çocuğumun fiziksel olarak akranlarından hiçbir farkı yok, gülüyor ağlıyor vb. bunları söylediğinizi duyar gibiyim. Maalesef otizm işte böyle gizli bir rahatsızlık. Yani otizmli çocuğun dışarıdan bakıldığında anlaşılmasını sağlayacak hiçbir fiziksel farklılık yoktur. Tamamen davranışlarına ve bazı hareketlerine bakarak bunun anlayabilmekteyiz. Peki, neden şüphelendiniz. Büyük ihtimalle çocuğunuzun konuşmadığını çok kelime söyleyemediğini sizinle pek ilgilenmediğini söyleyeceksiniz.
O halde şöyle bir toparlayalım aşağıdaki belirtiler çocuğunuzda varsa şüphelenme zamanı:
1-Göz kontağının azlığı: Bazı durumlarda çocuk anne ile veya tanıdıklarla göz teması kurabilmesine rağmen, bu sorun daha çok yabancılarla kendisini belli eder. Yabancıların varlığından rahatsızlık duyulur ve çocuk bu rahatsızlığını göz teması kurmayı reddederek veya ağlayarak, değişik sesler çıkararak vs. belli eder. Otizm teşhisinde, göz teması kurmadaki zorluklar en önemli faktörlerden birisi olup, 1 yasından itibaren varlığını belli eder.
2-Konusma dili ve beden dili ile ilgili bozukluklar: Çocuk eğer çok konuşmuyorsa, az kelime kuruyorsa ya da vücut dili, ifadeleri konuşmasına eşlik etmiyorsa, aynı kelimeleri tekrar ediyorsa, yüz ifadelerinde tekdüzelik varsa bir sorun olduğunu söyleyebiliriz.
3-Sınırlı ilgi alanı ve rutinler: Bazı konularda çok ilgiliyken diğer konularla hiç ilgilenmeme, örneğin siz çağırdığınızda tepki vermezken diğer odadaki televizyonda çıkan sevdiği bir reklamı duyduğunda koşarak gidip ekrana bakması bizi şüphelendirmektedir. Parmak uçlarında yürüme, el çırpma, sallanma, belirli bir nesneyle sürekli ve aynı şekilde oynama… Belirli bir düzene sıkı sıkıya bağlılık(Yabancılara, misafirlerin gelmesine tepki gösterme-Günlük düzenindeki ufak değişikliklere tepki gösterme)
Yaşıtlarıyla oyunlar geliştirememe, oyunlarına katılamama
4-Yemek konusunda aşırı seçicilik: Genelde birçok yiyeceği yemezler, sürekli aynı yiyecekleri yemek isteyebilirler. Tabi ki bazen de yemek konusunda hiçbir problem olmayabilir.