Bugün yazımda kısa bir hikâye anlatacağım…
Belki de birilerine faydası olabilir…
Hani bir hikâye vardır…
Padişah vezirine sormuş;
Vezir Demiş; Eğitim mi önemli? Soy sop mu (Cibilliyet)?
Vezir cevap vermiş; Cibilliyet padişahım,
Padişah memleketin her yerinde tellallar çağırtmış, Duyduk duymadık demeyin, Memleketin en iyi hayvan eğiticisine yüz kese altın var…
En iyi hayvan eğiticisi padişahın huzuruna çıkartılmış,
Padişah hayvan eğiticisine sormuş; Bir kediye tepsiyle servis yapmayı ne kadar zamanda öğretirsin?
Eğitici cevap vermiş; Altı ayda öğretirim padişahım…
Altı ay olmuş eğitici padişahın huzuruna çıkarılmış…
Saray erkânı toplanmış, kedi eliyle servis yapmaya başlamış, tam vezirin önüne gelmiş,
Padişah yine vezirine sormuş; Eğitim mi önemli soy sop su (Cibilliyetmi) diye?
Vezir padişahın sorusuna cevap vermeden önce cebinde hazır tuttuğu fareyi bırakmış.
Kedi elindeki tepsiyi attığı gibi farenin arkasından koşmaya başlamış…
Vezir cevap vermiş; Cibilliyet padişahım…
Hikâyenin özünün son söz olduğunu anladığınızı sanıyorum.
İnsan doğmak önemli ama insan yetiştirebilmek ve insan olabilmek, insan yaşayabilmek insan ölebilmek çok çok önemli…
Ey bu memleketin kaderini belirleyen siyasetçilerimiz…
TBMM’nin çatısı altında gereksiz eylem ve söylemlerle…
Laf ebeliği yapacağınıza…
Başkanlık maşkanlık sistemiyle uğraşacağınıza…
O cibilliyeti bozukları önce meclisten temizlemeye çalışın…
Allah hepimizi fırsatçılardan korusun…
Gönül dolusu sevgiler her birinize…