Yıllarını gazeteciliğe vermiş lise çağlarından bu yana gazeteciliğin mürekkebini yalayan, kağıdın ve boyanın kokusunu teneffüs eden biri olarak…
Olağanüstü hasta olmama…
Tir tir titrememe rağmen…
Ellerim titreye titreye hergün yazılarımı takip eden okuyucularımı bilgisiz bırakmamak için birkaç satır karalamaya çalıştım…
Bugünkü yazımın eksiklikleri veya gündem olarak sizlere eksik bilgilendirirsem şimdiden çok özür diliyorum…
Hani derler ya ‘acı patlıcana kırağı dokunmaz’…
Vallahi son kötü hava koşulları ne acı patlıcan dinledi nede tatlı patlıcan…
Bir yandan sel felaketleriyle her tarafı yıktı indirdi birçok yeri göle çevirdi…
Bir yandan da soğuklar herşeyi dondurdu…
Bizim acı patlıcanlar soğuktan kar gibi eridi…
Sağlık ocakları ve hastaneler doldu taştı…
Doktorlar da bunun adını dikkat etmemişsin kendini üşütmüşsün, soğuk algınlığı, grip diyerek yazdıkları antibiyotik ilaçlarla birkaç güne iyileşirsin, birşeyin kalmaz diyerek hastaları telkin etmeye çalışıyorlar…
Doktorların dediği gibi ben de kendimi bakmadım galiba…
Çok fena üşütmüşüm…
Sizler bari dikkat edin kendini üşütmeyin…
Hastalığın iyisi yok…
Adı hastalıksa hepsi çok kötü…
Aman dikkat!..