Amacı olan ve hedefe sağlıklı yürümek isteyen bir takım oluşturmak isterseniz öncelikle nelerin yapılmaması gerektiğini incelemelisiniz.
Bir takımda üyelerin birbirine bağlılığı, dayanışması ve yakınlığı aşırılaştığında, üyeler önlerine gelen her konuyu, sorunu tartışmadan ortaya atılan ilk öneriyi ya da seçeneği benimseme eğilimi gösterebilirler. Takımda arkadaşlığın ve dostluğun ağır basması karşıt görüşlerin ortaya çıkmasını önleyebilir. Üyeler benimsenen seçeneğin ya da önerinin zayıflığını görseler bile, karşı çıkmayı gerekli görmezler. Böyle bir takımda, takım liderinin sevilme, sayılma ve güvenilme olasılığı yüksektir. Böyle olduğunda takım üyeleri liderin benimsediği ya da ortaya koyduğu öneri ve seçenekleri kısa bir görüşmeden ya da biraz nazlanmadan sonra karara bağlarlar.
Bir takımda karar verirken ya da sorun çözerken, önerilerin ya da seçeneklerin tartışılmadan, karşı görüşler ortaya konmadan, görüşler arasında çatışma olmadan üyelerce benimsenmesinin süreklilik göstermesine, düşünmeyi sınırlama (groupthing) denir. Düşünmeyi sınırlama takıma şu rahatsızlıkları getirir.
Endüstriyel ilişkilerde ve insan ilişkilerinde uygun olmayan bir takım taktik ve davranışlar, takımlar için de geçerlidir.
Küçük oynamak: Karşı tarafın soru ve araştırmasına cevap vermek yerine bunları kritik etmeye kalkmak.
Boşluğuna vurmak: Karşısındakinin zayıf taraflarını yüzüne vurmak.
Dedikodu yapmak: Gerçekler yerine dedikodularla uğraşmak ve bunları ortaya atmak.
Vurup kaçmak: Karşıdaki kendini koruyamaz durumdayken bunları kendisine hatırlatmak.
İnat: Problemleri kabullenmeye direnç göstermek.
Eleştiriye kapalı olmak: Eleştiriye uğramaktan korkarak hep kendi zayıflarını ortaya koymaya çalışmak.
Yalnız bırakmak: Duygusal hareket etmek, karşıdakinin söyledikleri önemsizmiş gibi hareket edip konuşmayı terk etmek.
Suçlamak: Çözümler üzerinde değil de hep yanlışlıklar üzerinde durup karşıdakini suçlamak.