Emanet, esas olanın yerini tutmaz elbette. Ne yapsanız da tutmaz. Kendisini ne kadar gizlese de ille ki bir yerden açık verir. Fark etseniz de etmesiniz de bugüne kadar hep böyleydi. Sevinsek de üzülsek de bu böyleydi. Çünkü her şey ait olduğu yere dairdir. Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay da hiç CHP’li olmadı. Emrine CHP ilçe başkanı, emrine Cemevi verildiği halde böyle. Nasıl olsun ki? Bir zamanlar devrimci avına çıkmış, IŞID benzeri çetelerin içinde faaliyet göstermiş, daha sonra can korkusuyla Fransalara kaçmış bir adam, birilerinin ona kıyak yapması sonucunda belediye başkanı olmuşsa gelip sizin kıyılarınızı yağmalanmaktan koruyacak değil ya! Niye korusun ki? Ondan böyle bir şey istendiğini de kim çıkardı? Bir sürü önemli işinin arasında, şimdiye kadar çok fazla doğası bozulmamış, 5 yıldızlı oteller istilasına uğramamış Didim’i daha yaşanır bir Didim’e dönüştürecek hali yok ya adamın! Ondan şeffaf, katılımcı bir belediyecilik bekleyecek değildi ki istenen… Onu buraya oturtanların beklentisi bu değildi. Salt bu nedenle birileri için Didim önümüzdeki seçimlere kadar Yağma Hasan’ın böreği sayılabilir. Ne yazık ki bu böyle! Ne yazık ki en azından birkaç yıl daha eşit, adil demokrat bir tutum ve bu yönde bir belediyecilik göremeyeceğiz Didim’de. Bu yüzden Didim’in Kurtlar Vadisi’ne dönüştüğünü söyleyenler haksız sayılmaz. Yani anlayacağınız bu adamın görev süresi içinde Didimliler olarak, Didim’in ne kadarını kurtarabilirsek o kârdır. **** 21 Ekim günü CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu Aydın’daki seçim çalışmalarını Didim’den başlattı. Sahiden de Türkiye siyasetine yön verecek, Türkiye’yi AKP’nin düşürdüğü bataklıktan kurtaracak CHP’den başka bir parti de yok. Programı dolu, projeler ve vaatler samimi. Didim’de ve Aydın’ın diğer yerlerinde Kılıçdaroğlu’nu bu samimiyetle izledim. Az da olsa huzur buldum. Fakat Didim belediyesini ve Deniz Atabay’ın buraya oturtuluşunu düşününce de sevincim adeta geri çekildi. Yaşadığım bir şaşkınlığı ise asla unutamam. Neydi o: Kılıçdaroğlu’nun Didim konuşmasını bitirip kürsüden inmesinden sonra yeniden kürsüye çıkması. Ne mi dedi kürsüye yeniden çıkınca? Sanıyorum ki uyardılar Kılıçdaroğlu’nu. Kılıçtaroğlu, kürsüden iner inmez belki de başkanı buraya oturtan Akif Hamza Çebi ile göz göze geldi. Yoksa Kılıçdaroğlu neden kürsüye çıkma gereği duyacaktı yeniden, ortaya konulan bir başarı mı vardı ki durup dururken “belediye başkanınıza sahip çıkın” desin? Kılıçtaroğlu’nun bunu söylemek için başta büyükşehir belediye başkanını zikretmesi siyasetin nezaketinden olsa gerek. Başkanın itibarı artsın istendi Didim’de. Sahibinin hatırına en azından. Kılıçtaroğlu da kırmadı herhalde Çebi’yi. Başkan bu kıyağı kolaydan unutmaz her halde. Sahibinin hatırı var ne de olsa.