Padişah patlıcanı çok severmiş.
Yemeğinden, turşusuna, kızarmasından, tatlısına kadar...
Bir türlü doymazmış patlıcanın lezzetine haşmetmeap.
Hatta tek işi sadece patlıcan pişirmek olan bir uşağı bile varmış.
Hükümdar;
-- Ne kadar şahane bir sebze bu,
-- Ne kadar mükemmel bir tadı var,
-- Ne kadar endamlı, şekli bile bir ayrı güzel,
-- Patlıcan dünyadaki en iyi, en faydalı şey vesselam.
Uşak beş büklüm eğilerek padişaha karşılık verir;
-- Çok doğru söylüyorsunuz haşmetlim...
-- Ne kadar haklı konuşuyorsunuz padişahım...
Ve bir gün hükümdar o kadar çok patlıcan yemiş ki, karın ağrısından yerlerde kıvrım-kıvrım kıvranıyor.
Midesi alt-üst... tüm yediklerini geri çıkarıyor.
İnim, inim inliyor ve;
-- Artık patlıcan falan yok, Bu cehennem yemeğini artık görmek istemiyorum.
-- Düşüncesi bile beni hasta ediyor artık.
-- Patlıcan bildiğim en kötü sebze imiş meğer...
-- Gözüm bir daha görmesin bu mendebur sebzeyi”
Uşak, padişahın bu sözleri üzerine de yerlere kadar eğilerek;
-- Çok doğru söylüyorsunuz, tamamen haklısınız padişahım” dermiş.
Zaten sinirli olan Hükümdar uşağın bu cevabını duyunca daha da sinirlenerek;
-- Ben daha dün patlıcanın ne kadar lezzetli olduğunu söylerken, bana hak vermiştin.
Şimdi ne kadar kötü bir sebze olduğunu söylüyorum yine bana katılıyor, haklı olduğumu söylüyorsun. Bu ne demek oluyor böyle?
Uşak:
-- Hünkarım, bendeniz patlıcanın değil, sizin uşağınızım.”
(**) Dalkavuk: Kendisine çıkar sağlayacak olanlara aşırı bir saygı ve hayranlık göstererek yaranmak isteyen kimse, yağcı, yalaka, yağdanlık, yalpak, yaltak, kemik yalayıcı...
Anlayana ‘Sivrisinek’ saz, Anlamayana ‘Davul-Zurna’ az.
Orhan Gencebay’ı Türkiye’de tanımayan pek az kişi vardır herhalde,
Ve O’nun meşhur şarkısını;
“Kula kulluk edene yazıklar olsun...” YAZIKLAR OLSUN!..
Onurlu olan, 'Kula Kulluk' etmeyenlere,
Saygılarımla