Gandi bir davette karşılaştığı İngiltere'nin Hindistan Genel Valisi Louis Mountbatten'a "Ülkemizi çok sömürdünüz!" diye serzenişte bulunur. Mountbatten'ın bu suçlamaya cevabı çok manidardır: "Ama siz de çok müsaittiniz!"
Yani işin çivisi çıkmış!
Çivi nedir?
Çivi demirden yapılmış önemli bir malzemedir...
Bir Japon Atasözünde "Göze batan çivi çekici yer!" şeklinde geçer adı çivinin...
Bir Amerikan Atasözünde ise "Devlet memurları başsız çivi gibidir; içeri sokabilirsiniz ama dışarı çıkaramazsınız" cümlesinin başkahramanıdır.
Mevlana da önemli bir hayat tecrübesini aktarırken onun özelliğinden destek alır: "Sık sık verilen aynı öğütten sıkılma... Çünkü bir çiviyi çakabilmek için defalarca vurmak gerekir."
Suya iki ayak üzerinde dikey olarak atlamaya "Çivileme atlayış" denir... vs.
Bir iş görürken vicdanını, onurunu, haysiyetini kaybedip kendi menfaatini ön planda tuttuğunda da işte o işin "çivisi çıkmıştır!"
Ama asıl ve bize ait olan ise "Çivi çiviyi söker"
İsrail insani amaçlarla yola çıkan yolcu gemimize saldırdı; insanlarımızı öldürdü; barışmak için para istedik...
Amerikan savaş gemisi durduk yerde gemimizi vurdu; gemimizin komutanı ile birlikte askerlerimiz öldü; Amerika pardon dedi; biz para istedik...
Cumhurbaşkanına en ufak bir eleştiri getirene karşı hemen tazminat davası açılıyor; para isteniyor.
Adnan Hoca da bu işten çok fazla para kazananların başında geliyor mesela; siz ona hakaret ettikçe avukatlar çetesi hemen mahkemeye başvurup tazminat istiyor.
Böyle "avukatlık çeteleri" var; internette dolaşıp hakaret içeren haberler arıyorlar; sonra da açılsın davalar, gelsin paralar...
Hatta hakaret edilsin diye tahrik edenler bile var!
* * * * * *
Ne Güzel Aydın’sın Sen
Bir türkü gibi yakıyorsun
Hüzünlü bir nehir gibi akıyorsun
Kundaktaki bebek gibi bakıyorsun
Öfkelendiğinde bir yanardağ gibi her şeyi önüne katıyorsun
Her yanın anlatılan cennet sanki
Bazen asi bir evlat oluyorsun
Bazen huysuz bir ihtiyar
Bazen yeni yetme delikanlı
Bir babanın yağmurda giydiği yırtık bir ceket
Arpanın buğdayın nasır tutmuş ellerindesin
Yorgun bir ana gibi yılları halı gibi dokuyorsun
Her zaman baştan sona tarih kokuyorsun
Cihanda benzerin az bulunur
Ne güzel yaratmış seni yaradan
Aslında çok çektin sen her türlü yaradan
Denizlerin gözyaşlarından
Ellerindeki nasır dik duran taşlarından
Yüreğinin güzelliği asil toprağından
Duman tüter her daim ocaklarında
Yılları taşıyorsun üstünde yıllardır
Seni anlatmaya kelimeler yetmez
Şehadet yeleğin hep sırtında
Seni sevmek ne güzel ibadettir bir bilsen
Ne güzel memleketsin sen
Gökyüzünün altının, yeryüzünün üstünün
En güzel olduğu yersin sen…