Sınava hazırlık döneminin keskin virajlarına girdiğimiz bu dönemde öncelikli olarak yaşadıklarınızı, içinde bulunduğunuz durumu siz sevgili öğrencilerimden gelen bilgiler ışığında yine sizlerle paylaşmak ve özetlemek istiyorum. Pandemi sonrası yaşananların izlerinin sürdüğü bu dönemde nasıl bir yol izlememiz gerekir bir göz atalım.
Deneme sınavlarından aldığımız sonuçlar hakkında her kesimden değişik yorumlar yapılmaya başlanmıştır. “Sen bu işi hallettin” diyenlerin yanında “bu puanlarla zor” yaklaşımını görürüz. Mezun öğrencilerimiz ise çevrenin “geçen sene gitmemekle hata yaptı aslında” yorumlarına maruz kaldığı bir dönemdedir. Bu seneki sınav sorularının zor olacağı kaynak gösterilmeden her yerde konuşulmaya başlanmıştır. Sınav kimileri için bir nesne kimileri için ise bir özne konumundadır. YKS sınav olmaktan çıkmış hayat memat meselesi haline getirilmiştir. Yakın çevremizdekilerin ilk sorusu “sınavlar nasıl gidiyor?” olmuştur. Mahallenin bakkalı, karşı komşumuz, akrabalarımız bizden daha iyi takip eder hale gelmiştir sınav sonuçlarını. Herkesin kariyer planlamasıyla ilgili bir fikrîde vardır bu arada.
Kendi iç dünyamızda ise ders çalışmaya başlayabilmek için yaptığımız olağanüstü çalışmalar vardır bu dönemde. Ders çalışmaya başlamak ders çalışmaktan daha yorucu bir hal almıştır. Ders çalışmaya başlamak için saat başları ya da buçuklar beklenir. Eğer saat başları ya da buçukları bir saniye geçirirsek yarım saat daha erteleriz çalışmamızı. Yaratıcılık zirve yapar çalışırken. Karnımız devamlı acıkır, uykumuz gelir, aynı anda müzik dinleyip, yan odadaki televizyondan diziyi takip edip ders çalışabilir, bir yandan da elimizdeki kalemi resim faaliyetlerinde kullanabiliriz. Günün yorgunluğu ağırlığını iyice hissettirdiği akşam saatlerinde gözümüzü cep telefonumuza gelecek mesajlardan da ayıramayız. Acaba arkadaşlarım ne yapıyor sorusu da yerleşir zihnimize. Yarınki planlarımız ile ilgilide kararsızlıklar kendini göstermeye başlar. “Git buralardan” derken, “gitme buralardan buralar gitsin” konumuna hemen geçebiliriz.
Yukarıda anlatılanları okuduğunuzda eminim birçoğunuz “aynı benim durumum” diyerek yazılanlara bir şekilde katılmışınızdır. Gerçekten de bu anlatılanlar bu dönemin genel karakteristik özellikleridir. Hepimiz yola çıktık ama yoldan da çıktık. Uzun koşuların sıkıntısıdır bunlar, âmâ unutulmamalıdır ki tüm bu yaşananlar bizim başarısız olacağımız anlamına gelmez. Yaşananlar aslında aşıların vücudumuzda yaptığı değişikliklerle de benzerlikler gösterir. Aşılar zayıflatılmış veya ölü mikroplardan veya hastalık yapıcı mikrobun belli bir kısmından üretilirler. Aşılar, bağışıklık sistemini uyararak bizim hastalığa yakalanmadan o hastalığa karşı bağışıklık kazanmamızı sağlarlar. İlk bakışta yaşananlar olumsuz bir kimlikle karşımıza çıksa da bir süre sonra olumsuzluklara karşı sağlıklı bir duruş sergileyeceğimizi görürüz.
Mükemmeliyetçi olmadan düzenli ve verimli çalışmaya başlamamız ve elimizden ne geliyorsa bunu sergilememiz gereklidir. Unutulmamalıdır ki en iyi, iyinin düşmanıdır. Sınav hayatın sonu da değildir başı da. Uğrayacağımız yüzlerce duraktan sadece bir tanesidir.
Bizler her yıl aynı sıkıntıları tüm öğrencilerde görüyoruz. Film hep aynı sadece oyuncular farklı. Gücünü toplayıp tekrar masaya dönen öğrenciler için yıllardır aynı olan bir gerçekte bu filmlerin mutlu sonla bitmesidir.
Değerli öğrencilerim, tüm bu sıkıntılara, engellere rağmen mutlu sonlara ulaşıldığı için diyorum ki;
YETENEK SİZSİNİZ…