Ülkenin ekonomisi de yönetimi de raydan çıktı…
Her şey almış başını gidiyor…
Ülkeyi yöneten de yönetecek olan da adeta birbirleriyle savaş halinde…
Ülke savaşı kaybetmiş gibi herkes yağma peşinde…
Seçilmişinden atanmışına, sade vatandaşından sanayicisine kadar herkes bir doyumsuzluk içinde…
Müslümanız diye ahkâm kesenler…
Kazancını bereket okumuyor…
Yirmi yıldır ülkeyi yönetenler kendisinden olmayanları söylenmedik söz bırakmıyor…
Ülkeyi yönetenle yönetecek olanlar ahlaksızca birbirine hakarete varan sözler söylüyorsa…
Yönetmeyenler ne yapar acaba…
Yıllar önce yazmıştım…
Bu ülkeyi mafyalar yönetiyor diye…
Ve dönemin Başbakanı Süleyman Demirel gün geldi itiraf etti…
Ülkeyi hükümet değil, mafya yönetiyor…
Mafya ile baş edemez hale geldik demişti…
Şimdi de durum oraya gidiyor…
Şimdi de tarikat mafyaları ülkeyi yönetir duruma geldi…
Dolar ve Euro aldı başını gidiyor…
Tansu Çiller’in Başbakanlığı dönemindeki günlere doğru gidiyoruz…
Al malımı kurtar canımı diyeceğimiz günlere az kaldı galiba…
Başta siyasi parti liderleri eteğindeki taşı dökmeli…
Bu ülkeyi göz göre göre bataklığa sürüklememeliler…
Kavgayı, didişmeyi bırakmalılar…
Bu güçlü ve güzelim ülkede kardeşçe el ele verip ülkeyi doğru dürüst yönetmelidirler…
Hangi partinin iktidar olduğu hiç önemli değil…
Kimin cumhurbaşkanı olduğu da hiç önemli değil…
Önemli olan ülkenin istikrarlı yönetilmesidir…
Bu vatanı karşılıksız seven Çanakkale’de kefensiz yatanları unutmayın…
Ülke yönetiminde insan gücünün önemi yerine sistemin gücü önemlidir…
Sen ne kadar güçlü olursan ol bir gün yok olup gideceksin…
Oluşturacağın sistem ilelebet devam edecektir…
Tıpkı Atatürk’ün devrimleri ve fikirleri gibi…
“Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır.” M. Kemal Atatürk