“Biri dışında, bütün çocuklar büyür ve büyüyeceklerini erken yaşta öğrenirler.” Peter Pan öyküsü sonsuz gençliği ve bitmek bilmeyen çocukluğu simgeler
Psikoanalist Kiley’ın , Peter Pan Sendromu tanımıyla konuya girmek istiyorum. 30’lu yaşların sonrasında da devam eden bu durumun, yetişkin görünümlü çocuklar yarattığını ve büyümeyen bireylerin ruh sağlığının tehlikede olduğunu belirtmiştir. Kiley’e göre Peter Pan Sendromu yeni bir psikolojik olgudur
Peter Pan Sendromuna işaret eden sorumluluktan kaçış bahsi için Peter Pan öyküsündeki bir bölüme bakalım
“Çünkü annemle babamın benim adam olunca nasıl olacağım hakkındaki konuşmalarını duydum. Ben her zaman küçük bir çocuk olmak ve eğlenmek istiyorum.”
Peter için şöyle bir hayali gözünde canlandırır: Peter’in babası; “Zavallı Peter, deliler gibi çalışmak, şirket duyarsızlıklarının yarattığı zorluklara katlanmak, iş güvenliği konusunda endişelenmek, vergilerin bordrosuna neler yaptığını görünce sinirlerine hâkim olmak ve kamu hizmetlerinin faturalarını öderken yasal soygunculuğa boyun eğmek zorunda kalacak.”
Bu hayal, Peter’in annesinin sözleriyle devam eder: “Ben de ailesi için kaygılanıyorum. Peter karısı ve çocukları için çok endişelenecek bir çocuk. Ve ekonomik durum böyle devam ederse, karısının da çalışmak zorunda kalacağını düşünebiliyorum. Çocuklar büyürken anne babaları yanlarında olmayacak. Ah, ne kötü. Zavallı oğlum.”
1900’lu yılların başında yazılan bu öykü için böylesi bir mizansen oluştururken, Peter’in yerinde kim olsa büyüme hakkında büyük bir korkuya kapılmasının doğal bir sonuç olacağını ve bireyin, yaşını olduğu yere sabitlemek isteyeceğini savunulur.
İşte hikâyede olduğu gibi bu tarz konuşmaların gerçek hayatta yer alması sonucunda çocuklar ileride yetişkin olsalar bile çocukça hareketler sergilemeye ve sorumluluk almaktan uzaklaşmaya başlarlar. O yüzden ev içinde yaşanan sorunları, kaygıları çocuklarımıza yansıtmaktan uzak durmamız gerekir. Yoksa hiç büyümeyen yetişkinler toplumsal iletişimi zayıflatacaktır.