Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Süleyman Çokay
Köşe Yazarı
Süleyman Çokay
 

20 Yaş Fotolarını Neden Çok Sevdik?

Sosyal medyada yeni bir challenge geçtiğimiz günlerde yaşandı. 20 yaş fotoğraflarımızı yayınladık, eski günleri yâd ettik.Acaba neden bu kadar çok sevdik bu paylaşımları ve neden hep güzellikleri paylaştık? Amerika Kaliforniya üniversitesinden Benjamin C. Storm ve Tara A. Jobe’nin yaptığı araştırmaya göz atalım. Araştırmada insanların sahip olduğu imajı olumlu şekilde ayakta tutabilmek için hayatına ilişkin olumlu anılara odaklanma eğilimi olduğuna dikkat çekiliyor. Hepimizin hayatında yaşadığı olumsuzluklar vardır. Günümüz koşullarının karantinalı bir şekilde karşımızda durması, geçmişimizde ki olumlu renkli fotoğrafların gün yüzüne çıkmasını sağladı. Mevcut hayat bağlarının güçlenmesi için paylaştığımız bu fotoğraflar önemli. Böylelikle stres ile mücadelede de yol almış oluyoruz. Bu yüzden güncel olumlu imajınızı desteklemek için pozitif hatıralara odaklanarak, pozitif bilgi edindiğimizi, bu yöntemle aynı zamanda negatif anıları azaltma veya engelleme yeteneğinizi de geliştirdiğimizi ifade ediyor. Hatıralardan konu açılınca Nazım Hikmetle konuyu bağlayalım. NE GÜZEL HATIRLAMAK SENİ Ne güzel şey hatırlamak seni: ölüm ve zafer haberleri içinden, hapiste ve yaşım kırkı geçmiş iken... Ne güzel şey hatırlamak seni: bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin ve saçlarında vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının... İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevmek saadeti... Parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının, güneşli bir rahatlık ve etin daveti: kıpkızıl çizgilerle bölünmüş sıcak koyu bir karanlık... Ne güzel şey hatırlamak seni, yazmak sana dair, hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek: filanca gün, filanca yerde söylediğin söz, kendisi değil edasındaki dünya... Ne güzel şey hatırlamak seni. Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine: bir çekmece bir yüzük, Ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım. Ve hemen fırlayarak yerimden penceremde demirlere yapışarak hürriyetin sütbeyaz maviliğinde sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım... Ne güzel şey hatırlamak seni: Ölüm ve zafer haberleri içinden, hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken... İyi bayramlar…
Ekleme Tarihi: 20 Mayıs 2021 - Perşembe

20 Yaş Fotolarını Neden Çok Sevdik?

Sosyal medyada yeni bir challenge geçtiğimiz günlerde yaşandı. 20 yaş fotoğraflarımızı yayınladık, eski günleri yâd ettik.Acaba neden bu kadar çok sevdik bu paylaşımları ve neden hep güzellikleri paylaştık?

Amerika Kaliforniya üniversitesinden Benjamin C. Storm ve Tara A. Jobe’nin yaptığı araştırmaya göz atalım.

Araştırmada insanların sahip olduğu imajı olumlu şekilde ayakta tutabilmek için hayatına ilişkin olumlu anılara odaklanma eğilimi olduğuna dikkat çekiliyor. Hepimizin hayatında yaşadığı olumsuzluklar vardır. Günümüz koşullarının karantinalı bir şekilde karşımızda durması, geçmişimizde ki olumlu renkli fotoğrafların gün yüzüne çıkmasını sağladı. Mevcut hayat bağlarının güçlenmesi için paylaştığımız bu fotoğraflar önemli. Böylelikle stres ile mücadelede de yol almış oluyoruz.

Bu yüzden güncel olumlu imajınızı desteklemek için pozitif hatıralara odaklanarak, pozitif bilgi edindiğimizi, bu yöntemle aynı zamanda negatif anıları azaltma veya engelleme yeteneğinizi de geliştirdiğimizi ifade ediyor.

Hatıralardan konu açılınca Nazım Hikmetle konuyu bağlayalım.

NE GÜZEL HATIRLAMAK SENİ

Ne güzel şey hatırlamak seni:

ölüm ve zafer haberleri içinden,

hapiste

ve yaşım kırkı geçmiş iken...

Ne güzel şey hatırlamak seni:

bir mavi kumaşın üstünde unutulmuş olan elin
ve saçlarında

vakur yumuşaklığı canımın içi İstanbul toprağının...
İçimde ikinci bir insan gibidir
seni sevmek saadeti...
Parmaklarının ucunda kalan kokusu sardunya yaprağının,
güneşli bir rahatlık
ve etin daveti:

kıpkızıl çizgilerle bölünmüş

sıcak

koyu bir karanlık...

Ne güzel şey hatırlamak seni,

yazmak sana dair,

hapiste sırtüstü yatıp seni düşünmek:

filanca gün, filanca yerde söylediğin söz,

kendisi değil

edasındaki dünya...

Ne güzel şey hatırlamak seni.

Sana tahtadan bir şeyler oymalıyım yine:

bir çekmece

bir yüzük,

Ve üç metre kadar ince ipekli dokumalıyım.

Ve hemen

fırlayarak yerimden

penceremde demirlere yapışarak

hürriyetin sütbeyaz maviliğinde

sana yazdıklarımı bağıra bağıra okumalıyım...

Ne güzel şey hatırlamak seni:

Ölüm ve zafer haberleri içinden,

hapisteve yaşım kırkı geçmiş iken...

İyi bayramlar…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.