Bir efsaneye göre Gerçek ve Yalan bir gün buluşurlar.
Yalan o an için doğru bir şey söyler ve “bugün hava çok güzel” der.
Gerçek şüphe ile yaklaşır bu söze, etrafına bir bakınır, sonra başını kaldırıp gökyüzüne bakar.
Hava hakikaten de çok güzeldir. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte sohbet ederler, çok iyi vakit geçirirler.
Kuyunun başına geldiklerinde Yalan bir kez daha doğru söyler “Su çok güzel. Birlikte banyo yapalım mı?”
Gerçek bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur, su çok güzeldir.
Soyunur ve birlikte yüzmeye başlarlar.
Yalan bir anda sudan çıkar, Gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçar ve kayıplara karışır.
Bu davranış karşısında öfkelenen Gerçek kuyudan çıkar yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her bir yanı dolaşmaya başlar.
Dünyada çıplak Gerçeği görenler onu hor görür ve öfkeyle bakarlar.
Bu durumu içine sindiremeyen zavallı Gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur.
O zamandan beri Yalan, dünyanın her yerinde Gerçek gibi giyinmiş ve içimizde dolaşmaktadır.
Gerçek ise hala çıplak ve saklandığı kuyunun derinliklerinde yaşamaktadır.
Dünya ise hiçbir şekilde çıplak Gerçeği görmek istememektedir.
Evet, hikâye aslında çok güzel bir mesaj veriyor. Kendi dünyamızda saklanmayı bırakıp gerçeklerle yüzleşmeliyiz. Çevremizde olan bitenleri sorgulamalı, düşünceleri eyleme döküp sabırlı olmalıyız. Bu şekilde olabilirsek gerçekler mutlaka söz alacaktır hayatımızda.