Aydınlıların saati hep işlemiş ama onlar hep yerinde durmuş...
Zaman su gibi akıp gitmiş...
Tarihte birçok imparatorluklara başkentlik etmiş, dört bir yanı tarih kokan, kıyılarının bir kısmı denizlerle kucaklaşan, dağlarından yağ, ovalarından bal akan Aydın kentine yazık oluyor...
Herkes hizmet edeceğini söylüyor, ama hizmet edip bir çivi çakana takdir ve tebrik eden yok...
Hep eleştiri, hep eleştiri...
Aynı partiyi temsil edenler de uyum içerisinde çalışamıyor, muhalefet olanlar da...
Bu nasıl bir yönetim biçimidir bir bilen varsa çıkıp anlatsın...
Necip Fazıl Kısakürek de bu tip insanlarımızı şu sözleriyle şöyle özetlemiş
İnsanlar ikiye ayrılır,
vaktini beşe ayıranlar,
vaktini boşa ayıranlar.
* * * * *
Tam 30 yıl saatim işlemiş ben durmuşum,
gökyüzünden habersiz uçurtma uçurmuşum.
* * * * *
Bizler açlıktan karnına taş bağlayan peygamberin,
doymak bilmeyen ümmetiyiz...
* * * * *
Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur!
Yani ar, edep hayanın çoğu insandan olmadığını anlatmak istiyor...
Necip Fazıl Kısakürek
* * * * *
“Planınız bir yıl içinse pirinç ekin,
on yıl içinse ağaç dikin,
yüz yıl için ise insanları eğitin.”
(Huang-Çe)
* * * * *
Eyyy... Aydın ilinin yönetenleri..
İmam Gazali'nin dediği gibi yaşayabilirsiniz...
Dilediğin gibi yaşa,
şüphesiz bir gün öleceksin.
Dilediğini sev,
kuşkusuz sen bir gün ondan ayrılacaksın.
belki ölümle..
dilediğini yap,
kuşkusuz sen de bir gün yaptığından yargılanacaksın...
(İmam Gazali)
* * * * *
Biz de sözümüzü şair şu sözleriyle bağlayalım...
Kimileri toprak kadar kıymetli,
kimileri bir ot kadar değersiz.
Herkes bir şekilde yaşıyor işte.
Kimileri şerefli, kimileri şerefsiz.
İyi bir hafta geçirmenizi diliyorum...