Delilik ayı hataları tekrar tekrar yapıp aynı sonuçları beklemektir.
Hayatımızda aslında hata yapabileceğimiz o kadar çok alan vardır ki Sartrenin dediği gibi “aynı hatayı tekrarlamanın da anlamı yoktur”.
Hatalar bizi gelişmemize katkı sağlayan, eksik yanlarımız güçlendiren tecrübelerdir.
Kronikleşmeyen hatalar bizim mükemmele yakın bir performans sağlamamıza yol açacaktır.
Hatalar bize neyin olmayacağını gösterirken neyin olacağını da gösterir.
Burada önemli olan hatalardan gerekli dersleri çıkarmaktır.
Bir işe başlarken hata yaparım endişesini yoğun olarak yaşamak zaten o konuda çok fazla ilerleme kaydedemeyeceğimizin de göstergesi olur.
Hata yapmaktan korkuyoruz çünkü içimizdeki yetişkin, dışarıdaki çevre bizim mükemmel olmamızı istiyor.
Bu baskı altında bizde gerçek rolümüzü oynayamıyoruz.
İçeride ki ve dışarıdaki baskıdan ne kadar uzak durursak o kadar işimizi iyi yaparız.
Bir insanı başka bir insandan ayıran temel fark kimi düşünürlere göre yaptıkları hatalarıdır.
Hatayı nasıl yaptığımız, bunu kapatmak için yaptığımız tüm çabalar bizim karakterimizi çizer aslında. Hatası olmayan her şey sunidir.
Thomas Edison ampulü icat edene kadar binlerce başarısız deneme yapmıştı.
“Yaşadığınız bu kadar başarısızlık size neler hissettirdi?” diye sorulduğunda Edison, “Ben başarısız olmadım ki sadece ampulün işlemeyen on bin çeşidini buldum.” demişti.
Burada önemli olan hataların kendiliğinden düzelecek düşüncesine kendimizi inandırmamızdır.
Unutulmamalı ki hiçbir hata kendiliğinden istenilen seviyeye gelmez. Her yanılgı aslında yapılan işi gözden geçirme fırsatı sağlayacağı için paha biçilmezdir.
Yeter ki sağlıklı bir sorgulama sistemi oluşturalım.
Anlamlı bir hayat için yeni yollara hep ihtiyacımız olacaktır.
Hatalardan korkmayalım ama onlara teslimde olmayalım diyerek küçük bir sloganla yazımı noktalıyorum.
Yaşasın Hata Yapma Özgürlüğü!