Çalışma ortamını düzenlerken
Öğrencinin çalışma ortamını düzenlerken dikkat edeceği bazı ilkeler, onun çalışmaya ayırdığı süreden alacağı verimi önemli ölçüde etkiler.
Ders çalışma ortamını düzenlemeye başlamadan önce büyük gruplar üzerinde yapılan gözlemler ve uzun araştırmalar sonucunda elde edilmiş değerli iki bilgiden yararlanın:
Çalışma sadece ve sadece çalışma odasın da yapılır. (Çalışma odanız yoksa yukarıdaki cümlede yer alan "çalışma odası" yerine "çalışma köşesi" koyun ve ilgili paragrafı dikkatle okuyun).
Ne tür olursa olsun, çalışma sandalyede oturarak, çalışma masası başında yapılır.
Çalışma masanızın üzerinde, çalışmayla ilgili olmayan hiçbir şey bulundurmayın. Gazete, dergi, roman, resimli roman, arkadaştan gelen mektup, model oyuncak veya maket gibi malzemelerin hiçbiri çalışmayla ilgili değildir. Bu sebeple bu ve benzeri malzeme dikkatinizin dağılmasına, masada geçirdiğiniz sürenin uzamasına ve veriminizin düşmesine yol açar. Masada geçirdiğiniz süre uzayıp, veriminiz azaldıkça, bu defa motivasyonunuz düşer.
ÇALIŞMA MASASI VE SANDALYESİ
Eğer imkânınız varsa çalışma odanızı özel olarak döşeyin. Çalışma masanızı cam kenarına yerleştirmeyin. Böylece dışarıdan gelecek ses ve hareketin dikkatinizi dağıtmasını, gürültünün sizi yormasını önlemiş olur, yazın sıcaktan, kışın soğuktan korunmuş olursunuz.
Çalışma masanızın üzerinin düzenli olması, zihninizi toplamanızı kolaylaştırır. Hayatın bazı dönemlerinde insanlar dağınıklığı sevdiklerini ve karışıklık içinde rahat ettiklerini söylerler. "Ben dağınıklık içinde bana gerekeni buluyorum" derler. Ancak karışıklık, bir düzen kurmayı zorlaştırır.
Gerçekte ise dağınık bir masa, karışık bir zihnin işaretidir. Dağınık bir masa çalışmaya başlamayı ve çalışmayı sürdürmeyi zorlaştırır. Bu sebeple masanızın üzerinin düzenli olmasına özen göstermeniz ve ders dışı malzemeyi masanızın üzerinden ve çevresinden uzaklaştırmanız, çalışma veriminiz üzerinde doğrudan olumlu etki yapar.
Çalışma masanızı, ışığı karşıdan alacak şekilde yerleştirin. Işığın arkadan gelmesi, gölgenizin çalışma malzemesi üzerine düşmesine ve gözlerinizin yorulmasına sebep olur. Eğer mümkünse masa lambası kullanın.
İnsanın yazılı bir bilgiyi öğrenebilmesi için mutlaka belirli bir düzeyde gerginliğe ihtiyacı vardır. Bu hem ruhsal açıdan, hem de bedensel açıdan geçerlidir. Uzanarak, yatarak veya koltukta yayılarak, çalışmak bir süre sonra gevşemeye yol açacağı için, öğrenmek için gerekli olan gerilim düzeyinin kaybolmasına sebep olur.
Ders çalışmak için en elverişli durum, kollar ve dirsekleri masa üzerine yaslamaya imkân verecek bir sandalyede oturarak çalışmaktır.
ÇALIŞMA ODASI OLMAYANLAR
Eğer çalışma odasına sahip olacak kadar şanslı değilseniz, kendinize sabit bir çalışma köşesi düzenlemeniz gerekir.
Çalışma köşesinde masa ve sandalyenin yanı sıra, el altında bulunması gereken kitap ve yardımcı malzemeyi koymaya imkân verecek ek bir üniteye daha ihtiyaç vardır.
Eğer çalışma köşesinde kullanılan masa aynı zamanda yemek vb. gibi daha farklı işler için de kullanılıyorsa, çalışma amacıyla kullanılmaya geçerken mutlaka temel bir değişiklik yapmak gerekir. Örneğin farklı bir örtü örtmek, üzerine bir çiçek saksısı yerleştirmek bu konuda önerilebilecek değişikliklerdir. Çalışmaya başlarken masanın üzerine hep aynı örtüyü örtmek yerinde olur.
ÇALIŞMAYA BAŞLAMAYI KOLAYLAŞTIRIN
Buraya kadar anlatılanların ortak özelliklerinden biri, belirli bir mekânla, çalışma davranışı arasında şartlı refleks türünden bir ilişki kurma yönündedir. Böyle bir tutum, çalışmaya başlamayı kolaylaştırır.
"Çalışma masasının çalışmayı başlatması" şeklinde bir ilişkiyi kurmayı zorlaştıran en önemli sebep, çalışma masasının çalışma dışındaki amaçlar için de kullanılmasıdır.
Her ne sebeple olursa olsun; çalışmayı, çalışma için ayrılmış alanın dışına kaydırmayın. Mekân değişikliği ile kendinize farklılık aramayın. Ne kadar sıkılırsanız sıkılın, çalışmanızı ve tekrarlarınızı çalışma masanızda sürdürün. Sürdüremiyorsanız ara verin ve masadan kalkın.
Çalışmaya başlamak için çalışmayı istemeyi beklemeyin, çalışmaya karar verin. Unutmayın ki bir şeyi ister hale gelmek o şeyi yapmanın bir sonucudur.