Dikkat Eksikliği-Dikkat Dağınıklığı ve Hiperaktivite Bozukluğu, bireyin akademik başarısı, aile hayatı, sosyal ilişkileri ve benlik saygısı üzerine çeşitli olumsuz etkileri olan ve oldukça sık görülen psikiyatrik bir bozukluktur. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğunun çocuk ve ergenlerde görülme sıklığı %5-10, erişkinlikte %4 civarındadır. Dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu üç temel belirtiden oluşan bir sorundur.
*Dikkat Eksikliği
*Aşırı Hareketlilik
*Aşırı Tepki Vermek (dürtüsellik)
Bu belirtilerin bir anda görülüyor olması davranış bozukluklarına özelliklede okulda öğrenme güçlüklerine yol açmaktadır. Çocukluk yıllarında görülen hareketlilik ergenlik dönemiyle birlikte farklı bir yola girer. Ergenliğe geçiş ile birlikte artan bağımsızlık isteği, karşı gelme davranışları, sosyal ve fiziksel değişiklikler, kimlik arayışı yeni problemler olarak karşımıza gelir.
Bu noktada ailelerin yapması gereken bazı temel davranışlar vardır. Öncelikli olarak akademik beklentimizi bir baskı haline getirmemiz gerekir. Benlik saygısı çok daha fazla kırılgan olduğu için gençlere karşı kullandığımız kelimelere dikkat etmemiz gerekmektedir. Benlik saygısını olumlu seviyeye getirmek için mümkün olduğunca onları motive edici konuşmalara yer vermeliyiz.
Öğrenme sorunlarının üstesinden gelmek için öncelikli olarak zamanın iyi kullanılması öğretilmelidir. Planlama yapamayan ergenler dikkat eksikliğini daha çok yaşarlar. Ders dışında çocuklarımıza farklı aktiviteler yaptırmak, grup arkadaşlığına daha çok yer verdirmekte bir başka çözüm yoludur.
Hayal dünyası çok geniş olan bu çocukların yaratıcı becerileri oldukça fazladır. Dikkat Eksikliği olan çocukların test sınavlarında klasik sınavlara göre daha başarılı olduğu görülmektedir. Hayal kurmayı bir araç olarak kullanan gençler, üniversiteyi kazanabilme anlamında hedefe daha rahat kitlenmektedirler.
Dikkat eksikliği yaşayan gençler kimi zaman kardeşleri ile kendi arasında bir kıyaslamaya giderler. Bir süre sonra bu kıyaslama yakın akrabalarının çocuklarına, komşuların çocuklarına kadar inebilir. Kardeşi kadar uyumlu, sevilen, aranan birisi olmadığını düşünebilir. Ayrıca çevrede akademik anlamda başarılı çocuklar varsa ve bu çocuklar anne baba tarafından devamlı olarak dikkat eksikliği yaşayan çocuğa bir kıyaslama şeklinde anlatılıyorsa, bu durum dikkat eksikliğini daha da arttıracaktır. Dolayısıyla ailelerin karşılaştırma yapmamaya önem göstermesi gerekmektedir.
Dikkat eksikliği ve hiperaktivite sorunu yaşayan çocukların ve gençlerin olumlu özelliklerini de göz ardı etmemek gerekir. Daha yaratıcı olmaları, enerjik, sıcakkanlı, cana yakın ve dürüst olmaları bunlardan birkaçıdır. Bu yüzden bu sorunu bir zeka problemi olarak görmek çok yanlıştır.