Papatya kokulu hikâyelerde karşılaştığım bir şiir aslında hepimizin hayatta karşılaştığımız sorunlara farklı bir bakış açısı kazanmamızı sağlıyor.
Zamanın sınır tanımadığı günümüzde bazı gerçekleri net bir şekilde görmemiz de gerekiyor.
Bilmelisin ki…
Duvarda asılı diplomalar insanı insan yapmaya yetmez.
Bilmelisin ki…
Aşk kelimesi ne kadar çok kullanılırsa, anlam yükü o kadar azalır.
Bilmelisin ki…
Karşındakini kırmamak ve inançlarını savunmak arasındaki çizginin nereden geçtiğini bulmak zor.
Bilmelisin ki…
Gerçek arkadaşlar arasına mesafe girmez. Gerçek aşkların da!
Bilmelisin ki…
Tecrübenin kaç yaş günü partisi yaşadığınızla ilgisi yok, ne tür deneyimler yaşadığınızla var.
Bilmelisin ki…
Aile hep insanın yanında olmuyor.
Akrabanız olmayan insanlardan ilgi, sevgi ve güven öğrenebiliyorsunuz.
Aile her zaman biyolojik değil.
Bilmelisin ki…
Ne kadar yakın olursa olsunlar, en iyi arkadaşlar da ara sıra üzebilir. Onları affetmek gerekir.
Bilmelisin ki…
Bazen başkalarını affetmek yetmiyor.
Bazen insanın kendisini affedebilmesi gerekiyor.
Bilmelisin ki…
Yüreğiniz ne kadar kan ağlarsa ağlasın, dünya sizin için dönmesini durdurmuyor. Bilmelisin ki…
Şartlar ve olaylar, kim olduğumuzu etkilemiş olabilir. Ama ne olduğumuzdan kendimiz sorumluyuz.
İki kişi münakaşa ediyorsa, bu birbirlerini sevmedikleri anlamına gelmez. Etmemeleri de sevdikleri anlamına gelmez.
Bilmelisin ki…
Her problem kendi içinde bir fırsat saklar. Ve problem, fırsatın yanında cüce kalır.
Bilmelisin ki…
Sevgiyi çabuk kaybediyorsun, pişmanlığın uzun yıllar sürüyor.