Kadınlar sayılmıyor..
Ülkemizde kadın cinayetleri, kadına şiddet,töre cinayetleri ile ilgili her gün bir haber gazetelerde televizyonlarda yer alıyor.
Gazetelerde televizyonlarda tartışılıyor.Bu sayfalarda yorumlar yapılıyor.Sorunun köküne inen yok.Bundan altı yol önce ilk eşini öldüren biri ,Seda Sayan tarafından programa çıkarıldı.
On yıl önce bir güneydoğu gezisine katılmıştık. Gezi de birebir tanık olduğum iki konuşma olayın kaynağını daha iyi anlamamızı sağlayacaktır.
Harran'da otobüsten iner inmez,birçok çocuk etrafımızı sarmıştı.Kimisi yiyecek, içecek istiyor. Kimisi elinizdeki kalemi, defteri istiyor.
Bunlardan bir erkek çocuğa:
- Kaç kardeşsiniz? Diye sordu eşim,
-Sekiz.
- Kaç kız, kaç erkek.
- Sekiz erkek,beş kız. Şaşıp kalmıştık. Kızlarsa yılmıyordu.
İki gün sonra Malabadi Köprüsünü geziyoruz.On iki yaşlarında bir çocuğa sorduk
- Okulunuzda kaç öğretmen var?
- Yedi.
- Kaç erkek,kaç bayan?
- Yedi erkek,dört bayan. Bu çocukta bayan öğretmenleri saymamıştı.
Biraz ilerde güzeller güzeli iki kız çocuğu vardı.
- Adın ne senin?
- Kader. Diye yanıtladı. Diğer kız çocuğu utandı. Adını söyleyemedi.
Batman, günümüz Türkiye'sinde en çok kadın intiharı görülen bir yer. Ataerkil, erkek egemen toplum kadını yok sayıyor. Her çeşit baskıyı deniyor kadınlar üzerinde. Kadının çok fazla seçeneği yok. Kendini öldürmek, bulduğu en son çıkış yolu. Bir yandan dinsel yönden sıkıştırılıyor kızlar. Etrafına bir günah ve yasak çemberi örülüyor.
Yalnız yurdun doğusunda olsa hadi neyse.
Ülkenin her yanında okutulmayan kızlar, çocuk yaşta evlendirilen kızlar, sevmediği koca koca adamlarla para karşılığı evlendirilen kadınlar.
Kocası ve yakınları tarafından çalıştırılan emeği sömürülen kadınlar.
Gerçekte sorun tam burada.Erkek egemen ataerkil aile yapısında.Feodal yapıda.Kırsaldan getirilen algılarda. Bu yapı kırılmadan bu sorun çözülmez.
Erkekler kötü,erkekler nankör, erkekler öküz diyerek bir yere varılmaz..Bir çok kadının olaylara bakış açısı bu. Toptan bütün erkekler kötü olamaz. Kadınlardaki bu bakış açısının soruna hiç yararı yok. Yararı olmaz da.
Toplumdaki olumsuz yargıları ve algıları değiştiremeyen eğitim sistemi başarılı değildir. Öncelikle kadını yok sayan anlayışı ortadan kaldıracak eğitim programları hazırlanmalıdır. Yaygın ve örgün eğitimde bireyler bu yönde eğitilmelidir.
Ayrıca üretim ilişkileri ile ilgili yasal düzenlemeler getirilmelidir. Bu yasal düzenlemelerin amacı topluma bireyler kazandırmak olmalıdır. Kadın olsun, erkek olsun herkes birey olmadan aile cinayetleri, kadın intiharları, ailelerin parçalanması kaçınılmazdır. Birey olamamış erkeklerin ya da kadınların sağlıklı bir düşünce geliştirmesi söz konusu değildir.
Bunların yanında ülke yönetiminin bataklığı kurutmak için çaba göstermesi gerekir.
Bataklık nedir? Çevremizi ayrık otu gibi saran dinci, tarikatçı , erkek egemen,kadın düşmanı yapıdır, bu düşüncenin gazete ve televizyonlardaki destekçileridir. Sözde Şeyh Fatih Nurullah’tır. 12 yaşında kıza musallat olup “ Bu kız bana işaretlenmiştir.” diyen kafadır bataklık.Din diye dayatılan çakma sözde Müslümanlıktır.
Sözün kısası ülkemizdeki kadın sorunları tek başına ele alınıp çözülemez. Sorunun feodal,toplumsal, dinsel ( tarikatlar, cemaatler) ve üretimsel temelleri hep birlikte ele alınmalıdır.