İnsanlar, ırkını, rengini seçemezler. O nedenle insanları ırkından, renginden ötürü yok yere ayırmak, düşman bilmek, ötekileştirmek yanlıştır, insanlık suçudur.
***
Emperyalist ülkeler, az gelişmiş ülkelerin yeraltı zenginliklerinin üstüne oturmak, zenginlik kaynaklarını daha güzel sömürmek için ırk ayrımını, mezhep ayrımını körükler kardeşi kardeşe düşürürler. Sonra güvenliği sağlamak, iç barışı sağlamak, demokrasiyi getirmek gibi bahanelerle askerlerini getirirler. Sonra o ülkelerde kendilerine yakın yönetimler kurarlar, kukla yöneticileri işbaşına getirirler. Bazen bunu sağlamak için oluk gibi paralar akıtırlar. Başa getirdikleri kişileri istediklerini yaptığı süre içinde hep desteklerler. Emperyalistlerin sözünden çıkan olursa seçim yolu ile göndermeye çalışırlar, gönderemezlerse kadife devrimler düzenlerler. Kendilerine kafa tutan yönetimleri bir şekilde alaşağı ederler. Yerine kendilerine uygun birilerini getirirler.
***
Bizim ülkemizde işler farklı yürümüyor.Emperyalizm istediğini elde etmek için kendi amaçlarına uygun çalışmalar ve söylemler içinde uluslarası deyimle “embedded” Türkçesiyle “iliştirilmiş” denilen gazeteciler, yazarlar, televizyoncular vb. kullanır. Bu kişilerin aylıkları emperyalist ülkelerin bu amaçla kurduğu kurumlar tarafından ödenir. On para etmez düşünceler içeren yazıları, kitapları, filmleri iyice köpürtülür. Bu kişiler emperyalizmin amaçları doğrultusunda siyasete yön verirler, üniversiteleri yozlaştırırlar, orduya ayar verirler, ülkede sorgulayan kim varsa onları toplumun gözünde küçültürler. Gerçek olmayan haberler yaparlar, sahte belgeler üretirler. Ülkeyi gerçekten sevenleri linç edercesine onursuzlaştırırlar. Yargı organlarına el atarak ülkede adaletin yok olmasına göz yumarlar. Hukuku savunanları ve ülkesini sevenleri terörist, vatan haini, bozguncu, din düşmanı gibi sıfatlar yapıştırarak küçük düşürürler.
***
Tarımsal üretim göz göre göre yok edilir. Sanayide çalışan işçilere açlıktan ölmeyecek kadar para verilir. Çalışan kesimin sendikalara üye olması önlenir. Hak arayanlar polis zoru ile dağıtılır ya da tutuklanır.Bunlar yapılırken ülkenin bekası, aziz milletimiz, yüce dinimiz gibi sözler ile kendilerini sözde bu ülkeyi çok seviyormuş görüntüsü veren siyasileri beslerler.
***
Öte yandan toplum kamplara bölünür, toplumun bir kısmı olası teröristtir, ya da yardım ve yataklık edenlerdir. Böyle bir algı oluşturulur.Bu yalanlara inanan bir çok kişi vardır. Böyle yalanlara inanmayanların terörist olduğu yalanına yürekten inanmışlardır onlar.
***
Televizyonlarda açıkça Müslümanlar ve laikler ayrımı yapılır her gün. Bazıları da Müslümanlar ve Kemalistler diye diye konuşur dururlar. Türk, Kürt, Laz, Çerkez, Boşnak, Pomak, Arap, diye ayrımcılık tohumları ekilir durmadan.Onların derdi ülke ve memleket değildir artık. Ekonomi dibe vurmuştur, dolar almış başını gidiyor, ama dert değil. Alnı secdeye değen yöneticiler yanlış yapmaz diyen bir kuru kalabalık vardır onların peşinde.
***
Sözün kısası ülkemizde cumhuriyetin ilk yıllarında getirilen tam bağımsızlık ilkesi çoktan unutulmuş, emperyalizmin ekmeğine yağ sürecek ne varsa yapılmaktadır. Bir de yerli ve millî demezler mi kendilerine.