Geleceğin becerileri eğitimi alanında en başarılı on ülke:
- Finlandiya
- İsviçre
- Yeni Zelanda
- İsveç
- Kanada
- Hollanda
- Almanya
- Singapur
- Fransa
- İngiltere
Sosyal becerilerle ilgili acı gerçekler
Sean Fleming imzalı çalışmada ülkelerin gelecek ile ilgili olarak çocuklarına nasıl bir yapılanma sunduklarını paylaşmak istiyorum. Eğitimpedia çevirisine bir göz atalım.
Hem hız hem de yayılma açısından değişimle tanımlanan bir çağda yaşıyoruz. Teknolojinin gücünden faydalanan bir dizi yeni işletme, pek çok sektördeki mevcut durumu altüst etti. Örneğin Amazon, önce kitap satışının tanımını; ardından da e-okuyucu kitlesini ve elektronik kitap okuma olanağını yaratarak kitabın tanımını değiştirdi. Yakın bir geçmişte ise, Uber dünyanın pek çok yerinde taksicilik sektörüne yeni bir anlam katarken, finans dünyasındaki finans teknoloji şirketleri insanların parayı yönetme biçimlerini değiştirdi.
Ancak bir sonraki değişim dalgasının daha derin etkileri olacak ve bu yüzden de ulusal hükümetlerin doğru hamlelerde bulunması kritik bir öneme sahip. WEFFI raporunun yazarlarına göre, çoğu ülkenin mevcut eğitim sistemi gelecek nesli ileride ihtiyaç duyacağı becerilere hazırlamak için yapılandırılmamış.
Eğitimcilerin karşılaştığı zorluklardan biri; teknolojik değişimin, müfredat tasarımı ve öğretimine dair asırlık yaklaşımların kapsamadığı becerileri gerektiriyor oluşu. Örneğin, duygusal zekâ, yaratıcı düşünme ve iş birliği, ihtiyaç duyulan ancak geleneksel bir sınıf ortamında kolayca öğretilemeyen üç temel beceri.
Sınıfın dışına çıkın
Teknolojideki değişimin hızı – genelde “Dördüncü Sanayi Devrimi” olarak adlandırılıyor – otomasyon, yapay zekâ, internet, genetik bilimiyle biyoteknolojinin birleşimi ve veriye sürekli erişim gibi birtakım teknolojik gelişmelere dayanıyor.
Rapor, dil öğrenmenin ve yapay zekâyı sınıfta bir öğretim aracı olarak kullanmanın önemine dikkat çekiyor. Ancak aynı zamanda, gelecek becerileri öğrenmedeki en önemli unsurların sınıf dışında meydana geleceğini de belirtiyor. ABD’de ve İngiltere’de okul sonrası kulüplerin, ilk ve ortaokul öğrencilerinin okula katılımını artırdığını ve daha iyi akademik sonuçlara yol açtığını gösteren deliller mevcut. Kulüplerin faydaları özellikle, yoksul ailelerin yaşadığı bölgelerdeki düşük performans gösteren okullarda görülüyor.
Raporda, “2016 yılında yayınlanan araştırmaya göre, İngiltere’deki araştırmacılar okul sonrası kulüplere katılmanın, özellikle de dezavantajlı çocuklar için daha olumlu akademik ve sosyal sonuçlar doğurduğunu buldu. Bulgular ayrıca, takım sporları yapan veya diğer fiziksel aktivitelere katılan çocukların, diğer çocuklara oranla daha iyi sosyal, duygusal ve davranışsal becerilere sahip olduğunu gösteriyor,” diye yazıyor.
Yaşamlarımız birçok açıdan neredeyse tanınmaz hale gelmiş durumda, ancak buna rağmen, sınıflar son iki yüz yıl içinde neredeyse hiç değişmedi. Bir grup öğrenci sırasında otururken öğretmen de ders bilgilerini vermeye hazır bir şekilde masasında bekliyor. Değişimin hızına ayak uydurmak da öğretmenleri bekleyen başka bir zorluk.