Bir yıl önce bu konuda bir yazı daha yazmıştım.
Dilimizde “ Konsolos köpeği” diye bir deyim vardır.
Ünlü ya da zengin birinin yandaşıdır. Bu konumdan yararlanan kişidir. Ünlü ya da zengin birinin akrabasıdır, arkadaşıdır, köylüsüdür, hatta komşusudur. O kişinin adını, gücünü kullanarak geçinip giden kişilere denir.
Konsolosun köpeği diğer köpeklere göre etin, kemiğin en tazesini yermiş ya... Bunlarda hakketmedikleri halde saygı görürler, yemeğin en iyisini yerler, en güzel yerleri gezerler, meteliksiz olsalar da dayısı sayesinde çok rahat yaşarlar.
Gölgesinde barındıkları kişi için
“Allah seni başımızdan eksik etmesin. Allah uzun ömürler versin" diye dualar ederler.
Veliinimeti olan kişi yanlış ta yapsa, doğru da yapsa alkışlarlar.
Yalan da dese, doğru da dese inanırlar.
Gölgesinde barındıkları kişinin adını kullanarak “ Beyefendi ile konuşayım da kızınızın tayinini yaptırayım mı?” "İşi sizin şirketin alması için bizim yeğene söyledim” gibi cümleler kurarlar.
Çoğu sözleri yerine gelmez. “Bu ara muhalefet bu konunun üstüne çok gidiyormuş.. O nedenle çok zor" diye bahanesini de bulurlar. O iş zaten olacaktır. Olur da... Bu durumda" ..... İşe aldırdım. ...... tayin ettirdim” diye kasım kasım kasılırlar.
Bunların dışında konsolos köpeği imiş gibi davrananlar vardır. Hiç tanımadığı kişiyi tanıyormuş gibi davranır. “ ....... dan selâm getirdim size.” Hiç uğramadıkları bir yerde çalışıyormuş havası verirler. “ ..... maliye müfettişiyim.” “ ..... bankası genel müdür sekreteriyim” “Tarım bakanlığında müsteşar yardımcısıyım.” derler. Tayin yaptırma sözü verirler. Kredi çıkartmak, vergi cezasını sildirmek vb. daha bir çok işi çözme sözü verirler. Doğal olarak masraflar için bir miktar para gereklidir. Dolandırıcıdır bunlar.
Bir başka deyişle zübük denir bunlara. Ülkemizde zübüklerden, konsolos köpeklerinden geçilmiyor. Aman ! Dikkat!