Elinde yetki bulunduran Yetkililer, etkili olabilmek için yetkilerini kullanırlarken genellikle vatandaşa karşı “O, o Demek Değil” yöntemini kullanıyorlar..
Bir gün bir işletmeye SGK denetmeni gelir... İşletme sahibi iş yerinde değildir.. Çalışan bir işçi iş sahibini arayarak SGK dan geldiklerini telefonla bildirir... İş sahibi denetmeni telefona alarak, hemen geleceğini söyler... Denetmen gelmenize gerek yok biz baktık her şey yasal bizde zaten birazdan gideceğiz der… Bunun üzerine iş yeri sahibi iş yerine gelmez.. Zaten bu arada pandemi dolayısı ile çıkma yasağı da bulunmaktadır. Denetmen iş yeri sahibine resmen yalan söyler .. İş yeri sahibini uzak tutarak aşağıdaki kumpası resmen hazırlar.. Zira denetmene göre bu kadar düzgün bir iş yeri olamaz yani “O, o Demek Değildir”
Denetmen iş yerine geldiğinde, iş yerinde çalışanlar sigortalı çalışanlardır.. Primleri zamanında tam gün olarak ödenmiş ve Denetmen tarafından kendi kayıtlarında bellidir.. Denetmenin tuttuğu tutanak da aynen böyledir.. Denetmen Tutanağın kopyasını iş yerine bırakarak gider..
Bu arada bu işçi, adı geçen iş yerinde çalışmadan önce, kredi kartı ve kredi borçları nedeni ile hakkındaki hacizlerden kurtulmak için önceki çalıştığı iş yerinden ayrılır. Zira maaşına da haciz gelmiştir. Yeni iş arayışına başlar.
İşçi Adı geçen iş yerine iş müracaatında bulunur ve sigortasız çalışmak istediğini söyler.
İşveren sigortasız eleman çalıştırmadığı gerekçesi ile müracaatı kabul etmez. Bu kişiyi işe almaz. Fakat bu işçi tecrübeli ve işi bilen birisi olduğu için kaybetmek de istemez.
Kendisine Borçlarını temizleyip gelirse veya maaşından yine para kesilmesini kabul ederse işe alabileceğini söyler. Bunun üzerine işçi borçlarını temizleyip gelebileceğini beyan eder ancak çok darda olduğunu ve çocuğunun göz ameliyatı olması gerektiğini söyler ve iş avansları alıp alamayacağını sorar… İşveren ufak tefek yardımlarda bulunabileceğini söyler ve kendisine işe başlayıncaya kadar çok küçük miktarlarda yardımlarda bulunur... İşe başlamadığı takdirde kaybedeceği paranın az olmasını düşünür.
Aradan üç ay geçtikten sonra SGK bu iş yerine aynen “BİR DENETMEN RAPORU GEREĞİNCE” diyerek yüksek miktarda idari para cezası gönderir…
İş sahibi şaşırır… Tutanakta böyle bir şey yoktur. SGK ya itiraz eder adı geçen raporu ister. SGK bu raporu vermez, tebliğ etmez ve işveren neden ceza aldığını bilmez…
SGK hakkında dava açar ama rapor kendisine tebliğ edilmediği için yeterli savunmadan mahrup olarak davayı açar... Daha sonra açılan dava dosyasında raporu görür…
Olacak şey değildir... Resmen kumpas hazırlanmış “O, o demek değil” işleme konmuştur.. Denetmen bu kumpas için iş sahibine yalan söylemeyi de ihmal etmemiştir.
Denetmen çalışanlardan birisine sen ne kadar zamandır çalışıyorsun diye sorar, çalışan işe başladığı tarihi söyler kayıtlarda işçiyi doğrular ancak yine denetmen bu sefer hakkında şikâyet var doğruyu söyle diye baskılar... İşçiyi korkutur... İşçi işe başladığı tarih ile sigorta bildirgesinin aynı tarihe denk gelmiş olmasına rağmen, denetmene şikâyet nedir diye sorar, denetmen de bir yıl evveline bir tarih verir… Ortada aslında bir şikâyet yoktur, en azından şikâyeti doğrulayan bir belge de yoktur... Denetmen telefon ihbarına dayanır... Bunun üzerine yoldan geçen tanıklar bulunur ifadeleri alınır. Oysa yasalara ve Yargıtay kararlarına göre tanıkların iş yerinde çalışan sigortalı tanıklar olması gerekmektedir,, Ama hiçbir tanık adı geçen iş yerinde çalışmamıştır, hatta komşu iş yerlerinde bile çalışmamıştır... Ufak tefek yapılan yardımlar iş avansı adı altında ödenmesine rağmen (Banka kayıtlarında böyle geçmektedir) Geçersiz tanıklar ve verilen iş avansları gerekçe gösterilerek İPC’sı uygulanır mahkemede bu yönde karar verir... Dava dosyası şu anda Anayasa mahkemesinde derdesttir.
“O, o demek değil” diyen işgüzar denetmen bakın nelere sebep olmuştur:
Bir işçinin hiçbir iş yerinde çalışmamasına rağmen çalışmadığı dönemlerin tamamını sigortalı saydırmış. Zaten batma seviyesinde olan SGK külliyen zarar ettirmiştir.
Tüm yasalara uyarak sigortasız bir gün bile bir işçiyi çalıştırmayan bir iş yeri nerde ise bu borç yüzünden kapanma aşamasına gelmiştir. Psikolojik yıkımları daha saymadım bile...
“O, o demek değil” Demenin bedeli ödenemez…