Bireyin bireyle ilişkilerinde emeksiz ilişki gelişimleri, Her zaman kişilere “O, o Demek Değil” yolunu açmıştır... İnsanlar birbirleri ile anlaşabilmeleri için doğa her şeyi vermiş olmasına rağmen, yine doğanın bir parçası olan insanoğlu kendi doğasına sonradan uyarladığı “O, o Demek Değil” kavramı ile mutsuzluklarının temelini atıp üzerine de mutsuzluk binası inşa etmektedirler... Bu çarpıcı ilişki türü, özellikle kadın erkek ilişkilerinde kendisini çok belirgin olarak göstermektedir... Zamanın birinde olgun bir adam (örnek ismi Mehmet olsun) olgun yaşta bir hanımla tanışır (Örnek ismi Şebnem olsun) Mehmet oldukça iyi eğitimli, görmüş geçirmiş hali vakti yerinde, yaşına göre de yakışıklı sayılabilecek, düzgün bir iş sahibi, dinamik, oldukça duygusal ve zaman zaman da çok romantik olabilen bir adamdır... Çocukluğu sekiz yaşından sonra rezalet denilebilecek bir süreçten geçmiş, öğrenciliği ise çok başarılı olarak süre gelmiş, zamanın en iyi okullarının sınavlarını kazanmış, İstanbul’da çok popüler bir kolejin ortaokul kısmını birincilikle bitirmiş ve Askeri liseye sınavsız kabul edilmiş yatılı okulda geçen bir gençlik çağı yaşamıştır. Öğrencilik hayatı çok başarılı geçmiş olmasına rağmen, içindeki aile, şefkatli sevgi yumağını hep özlemlemiş, bu yüzden erkenden evlenmiş bir zattır. Mesleği ağır bir meslektir (subaylık) evlendiği eşi Mehmet’in maaşı ve kariyerinin dışında hiçbir şekilde Mehmet ile ilgilenmemiş bir çocukları olmasına rağmen çok kısa sürede bu evlilik boşanma ile sonuçlanmıştır. Mehmet Tüm evlilikleri boyunca eşine çok özen göstermiş ama eşinin “ O, o demek değil” söylemlerine mani olamamış ve sonuçta evlilik birliği bitmiştir… Bu arada Mehmet çok başarılı ve istikbal vadeden bir meslek yaşantısına devam etmiştir ama eşinin “O, o demek değil” zihniyeti bütün hayatını zindan etmiştir. Mehmet boşanmanın üzerinden birkaç yıl geçtikten sonra yeniden evlenmiş, içindeki boşluğu giderebileceğini zannetmiş ama yine yanılmış. Eşinin ilgisizliği ve ailesine çok düşkün olması nedeni ile bir türlü evlilikleri istediği gibi gitmemiş… Mehmet, Mesleğinde son derece başarılı olmasına rağmen evinde hep huzursuz olarak yaşamış olmasına rağmen bu evliliği uzun bir süre yürütmüş ama olağan üstü çabasına rağmen eşinin ilgisizliği ve “O, o demek değil” zihniyeti yüzünden yine boşanmış bir adam… Mehmet daha sonra iş hayatına atılır orada da başarılı olur ama içindeki boşluğu doldurmaktan da artık umudunu kesmiştir… Çok yıllar sonra Şebnem ile tanışır... içinde tarifi imkansız bir sıcaklıkla bu sefer galiba aradığımı buldum umudu ile Şebneme bağlanır... Şebnem de Mehmet’e bağlanır ama ne yazık ki “O, o demek değil” belası yine yeşermiştir. Tüm sohbetlerde Şebnem Mehmet’e sürekli “ O, o demek değil” diyerek, söylenen her ne olursa olsun mutlaka söylenen şeyin tam tersini dayatmış ve bu birlikteliği de örselemiştir. Mehmet Şebnemi kazanmak için elinden ne gelirse yapmış ama “O, o demek değil” zihniyeti bu beraberliği de bitirmiştir. Yukarıda tanımlamasını yaptığım Mehmet, hayatında pek çok kişiyi mutlu etmiş olmasına rağmen kendisi “ O, o demek değil” yüzünden asla mutlu olamamış keyifli bir adamdır… “O, o Demek değil”in insanlara verdiği zararı inanın kanser hücreleri dahi verememiştir...