Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Salih Demir
Köşe Yazarı
Salih Demir
 

Şaban’ı da Aynı Bayram’ı da

Örneği;  yaşadığım, her türlü gericilikle mücadele ettiğim, çıkar ilişkileri ve bir takım entrikalarla vurgun peşinde olanların başının belası olduğum Didim’den vereceğim. “Didim’de yaşayan yazar, çizer ne kadar sanatçı vardı, yoktu, şimdi onlardan kim kaldı, burayı terk etmeyen ve hala ısrarla burada yaşayan herhangi biri var mı” gibi bir soru sorulacak olsa bunun cevabını ne belediye başkanı verebilir ne de siyasi partilerin ilçe başkanları… Birkaç yıl önce burada yaşayan bir yazara CHP üyesi olması gerektiğini önermiştim. Adam dedi ki “ben CHP üyesi değil, düzen partilerinden hiçbirine üye olmam, hele CHP’ye hiç olmam.” “Hele CHP’ye hiç olmam” ifadesinden alındığımı anladı ki açıklamaya başladı. Dedi ki: Bir zamanlar CHP’nin en üst düzey genel merkez yöneticilerinden olan Tarhan Erdem’in, “eğer bu ülkenin demokratikleşmesini, özgürleşmesini ve laik bir hukuk devleti olmasını istiyorsak bunun CHP ile olmayacağını kavrayarak işe başlayabiliriz” sözünden haberin var mı? Tarhan Erdem’in ismini duymuştum, CHP’de genel başkan vekilliği gibi üst bir görevde bulunduğunu da hatırladım ama böyle bir sözünü hatırlamadığımı söyledim. Bu söz öteden beri kafamı karıştırmadı değil. Ama ben CHP’de daha güzel, daha adil, daha yaşanır bir ülke hayali kurmaya devam ettim. Kafa karışıklığım; durup dururken ve seçilme riski ortada yokken, partiye emek vermiş pırıl pırıl aday adayları  varken ( Didim’deki 5 adayın pırıl pırıllığı da ayrıca tartışma konusudur.Bunları da başka bir yazımda anlatacağım.) MHP’li ve üstelik kişiliği hakkında ileri geri konuşulan birinin CHP’de Didim belediye başkanlığına aday gösterilmesi ile büsbütün karıştı. Sözünü ettiğim kişinin şu an için ortaya koyduğu icraatlarını da görünce adeta dağıldım. Solla, sosyal demokratlıkla, çağdaş belediyecilikle ilgisi olmayan uygulamaları bir bakıma Didim üstüne çıkar hesapları yapan çevreleri bir araya getirdi… Yazık dedim! Yazık dedim… Umut bitmemişti bende her şeye rağmen. Arkadaşlarımla, çevremdekilerle olayı tartışıyor, konulması gereken yerde tepkimi koyuyordum ama baktım ki yalnızım.CHP ilçe başkanının bu olumsuzlukların üstüne gidebileceğini de inanmasam bile içimden geçirdim açıkçası. Ama onun da bir maşa, bir emir eri, basit bir uşaklıkla CHP ilçe başkanlığını karıştırdığını iyiden iyiye anlayınca halkın haline acımaya başladım. Kendi saflığıma da tabi ki… Bugünlerde bakıyorum işlerini belediye ile yürüten bir avuç çıkarcı çevrenin AKP’liliği, CHP’liliği, MHP’liliği veya HDP’liliği hiç de önemli değil. Parayı bulan başkana laf ettirmiyor. Bu ilişkilerin grup sözcülüğü de CHP ilçe başkanı namı değer Şaban, yeni yakıştırma ile Didim’in Binali’si bir zavallının elinde. Üstelik Cemevini de bazı işbirliği içinde olduğu kimselerle kirli işlerine, iğrenç ilişkilerine alet ederek İl Başkanından medet umdum  saf saf. Şaban'a rağmen ilin başı olan adamdan bahsediyorum. Saf…. Saf….. Hani düzelir belki diye. Didim’de olanın aynısı Aydın’da, Aydın’da olanın benzeri Türkiye’de… Yani anladığım Şaban’ı da aynı, Bayram’ı da…Ramazan’ı gelse de değişecek bir şeyin olmayacağına inandım artık. Soluğum yetmez oldu aslında. Bir iki gün önce buldum buluşturdum beni Tarhan Erdem’in sözlerinden haberdar eden o yazara ulaştım. Beni hatırladı. Sağ olsun epeyce sohbet ettik telefonda. Duygularımın kırıldığını da itiraf ettim kendisine. Söyledikleriyle beni bir kere daha alt üst etti. Dedi ki “bak kardeşim var olan CHP, AKP,MHP  birbirlerinin ikizleri. Bunların halkın bilinç düzeylerini yükseltmek, kendi sorunlarına sahip çıkmalarını sağlayacak programlar geliştirmek, ortak geleceklerini birlikte kurmak için düşünceler üretmek gibi bir tutumları olamaz. Bunlar, kendi yarattıkları kaos, çıkardıkları savaş sayesinde çaresizliğe düşen insanları yönetmek, gütmek üzere aralarında mücadele sürdürürler. İşleri güçleri halkı bu çemberde tutmaya çalışırlar. CHP böyle olmadığını iddia ediyorsa kendisini fes etsin, bir müze haline getirsin. Ha ne mi olur? O zaman halk kendine, adil, demokrat, laik ve hukukun üstünlüğünü esas alan ve bu anlamda mücadele eden bir parti kurar ve ülke de böyle bir parti aracılığıyla düzlüğe çıkar.” Kafam şimdi yine karışık. Bu yazıyı kaleme almadan önce onun facebook sayfasını incelemeye başladım. Şöyle bir paylaşım vardı sayfasında: “Suçluyum…Çünkü çölü yeşertecek kuyunun yerini biliyorum.” Ben de suçluyum. Çünkü bunların Şaban’ı da, Bayramı da, Ramazanı da aynı. ”Yılanların, çıyanların içinde kalmışım bir başıma…”
Ekleme Tarihi: 28 Haziran 2016 - Salı

Şaban’ı da Aynı Bayram’ı da

Örneği;  yaşadığım, her türlü gericilikle mücadele ettiğim, çıkar ilişkileri ve bir takım entrikalarla vurgun peşinde olanların başının belası olduğum Didim’den vereceğim.

“Didim’de yaşayan yazar, çizer ne kadar sanatçı vardı, yoktu, şimdi onlardan kim kaldı, burayı terk etmeyen ve hala ısrarla burada yaşayan herhangi biri var mı” gibi bir soru sorulacak olsa bunun cevabını ne belediye başkanı verebilir ne de siyasi partilerin ilçe başkanları…

Birkaç yıl önce burada yaşayan bir yazara CHP üyesi olması gerektiğini önermiştim. Adam dedi ki “ben CHP üyesi değil, düzen partilerinden hiçbirine üye olmam, hele CHP’ye hiç olmam.” “Hele CHP’ye hiç olmam” ifadesinden alındığımı anladı ki açıklamaya başladı.

Dedi ki: Bir zamanlar CHP’nin en üst düzey genel merkez yöneticilerinden olan Tarhan Erdem’in, “eğer bu ülkenin demokratikleşmesini, özgürleşmesini ve laik bir hukuk devleti olmasını istiyorsak bunun CHP ile olmayacağını kavrayarak işe başlayabiliriz” sözünden haberin var mı?

Tarhan Erdem’in ismini duymuştum, CHP’de genel başkan vekilliği gibi üst bir görevde bulunduğunu da hatırladım ama böyle bir sözünü hatırlamadığımı söyledim.

Bu söz öteden beri kafamı karıştırmadı değil. Ama ben CHP’de daha güzel, daha adil, daha yaşanır bir ülke hayali kurmaya devam ettim. Kafa karışıklığım; durup dururken ve seçilme riski ortada yokken, partiye emek vermiş pırıl pırıl aday adayları  varken ( Didim’deki 5 adayın pırıl pırıllığı da ayrıca tartışma konusudur.Bunları da başka bir yazımda anlatacağım.) MHP’li ve üstelik kişiliği hakkında ileri geri konuşulan birinin CHP’de Didim belediye başkanlığına aday gösterilmesi ile büsbütün karıştı. Sözünü ettiğim kişinin şu an için ortaya koyduğu icraatlarını da görünce adeta dağıldım. Solla, sosyal demokratlıkla, çağdaş belediyecilikle ilgisi olmayan uygulamaları bir bakıma Didim üstüne çıkar hesapları yapan çevreleri bir araya getirdi…

Yazık dedim! Yazık dedim…

Umut bitmemişti bende her şeye rağmen. Arkadaşlarımla, çevremdekilerle olayı tartışıyor, konulması gereken yerde tepkimi koyuyordum ama baktım ki yalnızım.CHP ilçe başkanının bu olumsuzlukların üstüne gidebileceğini de inanmasam bile içimden geçirdim açıkçası. Ama onun da bir maşa, bir emir eri, basit bir uşaklıkla CHP ilçe başkanlığını karıştırdığını iyiden iyiye anlayınca halkın haline acımaya başladım. Kendi saflığıma da tabi ki…

Bugünlerde bakıyorum işlerini belediye ile yürüten bir avuç çıkarcı çevrenin AKP’liliği, CHP’liliği, MHP’liliği veya HDP’liliği hiç de önemli değil. Parayı bulan başkana laf ettirmiyor. Bu ilişkilerin grup sözcülüğü de CHP ilçe başkanı namı değer Şaban, yeni yakıştırma ile Didim’in Binali’si bir zavallının elinde. Üstelik Cemevini de bazı işbirliği içinde olduğu kimselerle kirli işlerine, iğrenç ilişkilerine alet ederek İl Başkanından medet umdum  saf saf.

Şaban'a rağmen ilin başı olan adamdan bahsediyorum.

Saf…. Saf…..

Hani düzelir belki diye. Didim’de olanın aynısı Aydın’da, Aydın’da olanın benzeri Türkiye’de… Yani anladığım Şaban’ı da aynı, Bayram’ı da…Ramazan’ı gelse de değişecek bir şeyin olmayacağına inandım artık.

Soluğum yetmez oldu aslında.

Bir iki gün önce buldum buluşturdum beni Tarhan Erdem’in sözlerinden haberdar eden o yazara ulaştım. Beni hatırladı. Sağ olsun epeyce sohbet ettik telefonda. Duygularımın kırıldığını da itiraf ettim kendisine. Söyledikleriyle beni bir kere daha alt üst etti. Dedi ki “bak kardeşim var olan CHP, AKP,MHP  birbirlerinin ikizleri.

Bunların halkın bilinç düzeylerini yükseltmek, kendi sorunlarına sahip çıkmalarını sağlayacak programlar geliştirmek, ortak geleceklerini birlikte kurmak için düşünceler üretmek gibi bir tutumları olamaz. Bunlar, kendi yarattıkları kaos, çıkardıkları savaş sayesinde çaresizliğe düşen insanları yönetmek, gütmek üzere aralarında mücadele sürdürürler. İşleri güçleri halkı bu çemberde tutmaya çalışırlar. CHP böyle olmadığını iddia ediyorsa kendisini fes etsin, bir müze haline getirsin. Ha ne mi olur? O zaman halk kendine, adil, demokrat, laik ve hukukun üstünlüğünü esas alan ve bu anlamda mücadele eden bir parti kurar ve ülke de böyle bir parti aracılığıyla düzlüğe çıkar.”

Kafam şimdi yine karışık.

Bu yazıyı kaleme almadan önce onun facebook sayfasını incelemeye başladım.

Şöyle bir paylaşım vardı sayfasında: “Suçluyum…Çünkü çölü yeşertecek kuyunun yerini biliyorum.”

Ben de suçluyum. Çünkü bunların Şaban’ı da, Bayramı da, Ramazanı da aynı.

”Yılanların, çıyanların içinde kalmışım bir başıma…”

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.