Hani şairin, “erkekçe olsun isterim / dostluk da /düşmanlık da…” dizeleri var ya…
Ben de aynen olsun istedim her şey.
Nerde yer almışsam, kiminle yemiş içmiş, kime merhaba demişsem o ilişkilerden geriye kirli şeyler kalsın istemedim.
Temiz, insanca, dostça, arkadaşça olsun istedim her şey…
Ama bazı şeyler ne yazık ki sadece kelimelerde güzel kalabiliyormuş.
Kitaplardan okuyunca güzel oluyormuş.
Hayatın pratiği, insanın gelişmemişliği, basit çıkarları, ihtirasları ve egoları bunlara izin vermiyormuş demek ki…
“Dünyaya erken geldim diye / kahretmedim kendime hiçbir zaman” diyen Nazım’a nasıl da imreniyorum şu an.
Ama kendimle övünüyorum da bir yandan.
Çünkü adam satmadım, kimseyi arkadan bıçaklamadım, kimseye arkasında duramayacağım sözler vermedim.
Yani dostluğum da düşmanlığım da açıkça oldu, kalleşliğe hiç bulaştırmadım kendimi.
Değerlerime uygun davranmayanlara karşı agresif davrandım; uyardım, eleştirdim.
Çünkü düzeysiz davranmayı yakıştıramadım onlara da…
Dedim her şeyden önce şunun şurasında üç günlük dünya…
Adam mimar olmuş, mühendis olmuş, doktor olmuş… ya da her neyse…
Belki mesleğiyle ilgili bir şeyler biliyor ama hayatın karşısında sıradan bir insan da acemi….
Hatta daha çıkarcı, bencil...
Hatta herkesten daha becerikli tezgâh ve oyun işlerinde…
Şaşırdım aslında bunlara da…
Kendimi tutamadım gizli gizli alay ettim böyleleriyle: Dedim tahsil işe yaramış buna.
Adresi yanlış değilse küfür savurmayı da pek mahsurlu görmedim…
Didim’de yaşadığım uzunca süre içinde CHP ve CEMEVİ içinde boylu boyunca bulundum.
Buraların önemli yapılar olduğu, buralarda hiçbir yanlışın-ihmalin, suistimalin olmaması gerektiği hep önemsediğim ve dikkat ettiğim davranışlar oldu.
Buralara karşı hıyanet içinde olanlara karşı da bir DONKİŞOT gibi ortaya çıktım.
Evet, CHP’de Belediye Başkanlığı için CHP’den olmayan ve hatta CHP’ye hiçbir bakımdan yakışmayan birisinin aday gösterilmesini içime sindiremedim.
Aynı kişiye karşı başkan olunca da tutumum değişmedi.
Başıma gelmeyen de kalmadı aslında; tehditler, iş yerimin basılması…
Şimdi CHP’nin nasıl bir ilçe başkanıyla devam edeceğini, bir aksilik olmasa, eğer bu oyunu birileri bozmasa ne yazık ki onlar tayın edecek..
CHP İlçe başkanı olan ve mektep medrese gören birinin Didim’de CHP’yi bölünmüşlükten kurtarmak, yarılmaları önlemek ve örgütü güçlü hale getirmek bir yana, partiyi daha fazla zarar vermesini içime sindiremedim.
O tahsilde ve mevkideki birinin Didim’de 10 yıl aynı partiden belediye başkanlığı yapmış birinin yeniden partisine dönmesi için başvuru dilekçesini devreye sokamaması karşısında müthiş bir hayal kırıklığı yaşadım.
Bunu emir eri gibi davrandığı Belediye başkanı istiyor diye yaptığı için şaşkınlığım, hayal kırıklığım daha da arttı.
CHP’de ilçe başkanlığı için adaylık açıklayan birinin, partideki adaylık açıklaması sırasında yönetim kurulundan hiç kimsenin bulunmaması kafamı allak bullak etti…
Bunu anlayamadım, ahlaki ve bir erdem olarak göremedim ne yazık ki…
Bunu kabalığı göremeyen partili arkadaşlarıma da kırılmaktan kendimi alamadım açıkçası.
CEMEVİ ile ilgili sıkıntılarım da üç aşağı beş yukarı böyle...
Orası dedim, bir ibadet hane, bir inanç merkezi… Aleviler zaten düzenden canı yanan insanlar, zaten muhalif insanlar dedim…
İstedim ki orası kirli pazarlıkların yapıldığı bir yer haline gelmesin.
İstedim ki orada kimse rant hesaplarına girmesin.
İstedim ki orası Alevilerin bünyesine uymayan ahlak ve davranışlara ve hatta siyasi arenalara sahne olmasın.
Söz gelimi mevcut yönetimin Belediye Başkanıyla nasıl pazarlıklar ve CHP ve Aleviler üstünden nasıl kirli oyunlara girdiğini yüzlerine vurdum.
Bu konuda da sokağa indim, bağırdım çağırdım: bana dokunmayan yılan bin yaşasın demedim.
Evet, seçimleri onlar kazanabilir, istediği planlarını buralarda gerçekleştirebilirler ama ben ve benim gibi düşünenlerdir haklı olan.
Kimse kolaydan pes edeceğimi, benim gibi düşünenlerin pes edeceğini düşünmesin de beklemesin de…
Şu an ne kimseye kırgınlığım var, ne de düşmanlığım…
Kırgınlığım kendime…
Yenilsek de bilinsin ki yine deneriz.
Çünkü haklı olan benim, benim gibi düşünenlerdir, yani bizleriz…