Siyasetin Yunus Dili Ekrem İmamoğlu ya da “her şey çok güzel olacak”
Şimdiye kadar İstanbul’da yaşamayı hiç ama hiç düşünmedim...
Vedat Türkali’nin “Haramilerin saltanatını yıkacağız / bekle bizi İstanbul” dizeleri çok sempatik gelmesine rağmen, bu konuda beni ayartmaya yetmedi nedense.
Şimdi de haklı günlerin, güzel günlerin özlemini çeken “kavgamızın şehri” İstanbul’da yaşamanın bir ayrıcalık olduğunu düşünmeye başladım.
Çünkü Türkiye’de her şey güzel olacaksa bunun İstanbul’dan başlayacağı gerçekliği apaçık ortada. Talanın, yalanın, israfın üstüne buradan gitmeye başlanacak besbelli.
Ve de bu ister istemez Ekrem İmamoğlu ile başlayacak...
Ya da var olan mücadele onunla ivme kazanacak.
Evet, adil, demokratik, eşitlikçi ve özgürlükçü bir geleceğe ilk olarak İstanbul ev sahipliği yapacak gibi gözüküyor.
Ve oradan da tüm ülkeye dalga dalga yayılacak.
Haramilerin korkusunun, paniğinin, yalanın her türünü devreye sokmanın, şeytanın aklına gelmeyecek oyunlar tezgâhlamanın, arkası kesilmeyen tehditlerin asıl sebebi bu.
Anlayacağınız haramiler panikte ve ellerindeki yalan makineleriyle, insan kılıklı robotlarıyla dehşet saçmaları bu yüzden.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar artık Ekrem İmamoğlu bir umut...
Sönmeyecek meşale.
Söndürmeye de kimsenin gücü de yetmeyecek.
Böyle bir umudu bende güçlendirdiği için, beni kötülerin yenileneceğine inandırdığı için Ekrem İmamoğlu’na çok şey borçluyum.
Ve çok bahtiyarım.
Meydanlarda “Her şey çok güzel olacak” sloganı attıkları için İstanbullulara imreniyorum.
Ve oylarını “Her şey güzel olacak” inancıyla kullanacakları için
Siyasetin bu yeni diline 23 Haziran’da başarılar diliyorum.
Siyasetin Yunus’u Ekrem İmamoğlu’nu alkışlıyorum.
İstanbullu olmayı hak edenleri şimdiden alkışlıyorum.
Selam olsun!
“Her şey çok güzel olacak.”