‘‘Fazla kazanç hısıyla olmayınız hilekar,
Hak edilen az karda sizler için hayır var.‘‘ (Hz. Muhammed)
"The king is dead. Long live the king!.."
Kraliyet zamanında ihtiyar kral bunadıktan, öldüktenen veya devrildikten sonra yerine geçene yalakalık yapmak isteyen tebası hep bir ağızdan ‚ESKİ KRAL ÖLDÜ, YAŞASIN YENİ KRAL‘ demişler.
Gel zaman, git zaman kalıplaşan bu deyimi biz insanoğlu o kadar çok kullanır hale getirmişiz ki anlamını bile kaybettirmişiz. Hatta ‚Dam Üstünde Saksağan Vur Beline Kazmayı‘ deyimi bile daha anlamlı, daha tesirli hale gelmiş artık.
Zamanımızda makam, koltuk kapma, kolay para kazanma yollarından biriside tabiri caiz ise; Yalakalalık… Kişinin neresi eline geçerse yala… yalayabildiğin kadar yala.
Kesinlikle bir netice alırsın.
Sen dün beyaz demiştin ya… gönül rahatlığı ile, bugün siyah diyebilirsin hiç bir zararı yok, bu gibi hal ve zamanda dürüst olmanın, gerçekçi olmanın hiç anlamı yok… Yeride değil zaten.
Önemli olan göze girmek.
Önemli olan o zartı-muhterem hoşlansın. Gerisi teferruat… Ardından yalan-dolan birşeyler yapılır, söylenir bir kalıba sokulur nasılolsa... Dilin kemiği mi var.
44 numara ayakkabı giymenin ne faydası var, kestir ayağını giy 41 numarayı. Ne lüzum var yeni ayakkabıya… giy O‘nun eskilerini.
Partide değiştir, şapkada değiştir…
Kalemini bile değiştir… hatta sat.
Pöh… dürüst gazeteci olacakmış… külahıma anlat sen onu, külahıma.
Fakaat sen sen ol, ayağını kes yinede ayakkabını değiştirme.
Şerefmiş, gururmuş onlar karın doyurmuyor.
Aslan olup aç durmaktansa, eşşek ol bol saman ye kardeşim... kafanı çalıştır, kafanı.
‘‘Hakikat muhabbeti taşıyan kişi hiç kalp kırmaz,
Tartışan, gerçekçiyse öfkelenmez, haykırmaz!‘‘ (Goethe)
Valla ben yinede derim ki; ‚leb‘ demeden leblebiyi anlayanlara,
Saygılarımla