Efsaneye göre, Zeus kendinden ateşi çalıp insanlara veren Prometheus'un kardeşi Epimetheus'a balçıktan yapılmış tanrısal güzellik ve zekâya sahip Pandora'yı eş olarak gönderir. Epimetheus kardeşinin tüm uyarılarına karşı Pandora ile evlenir. Zeus, Pandora'ya evlilik hediyesi olarak topraktan yapılmış, çömlek benzeri bir kutu hediye eder ama bu kutu asla açılmamalıdır. Bir süre sonra merakına yenilen Pandora, kavanozu açar ve içindeki tüm kötülükler dünyaya yayılmaya başlar... Ancak son anda kutuyu kapatır bu da insanların içindeki "umut"tur. Kötülüğün yayılmamış olması umudu…
Yunan mitolojisindeki bu anlatı aslında günümüzde yaşadığımız sıkıntıların, içimizdeki umudun gücü sayesinde çözülebileceğini vurgulamaktadır. Hepimizin hayatında kapalı bir kutusu olmuştur. İçinde nelerin olduğunu sadece bizim bildiğimiz. Kimiz zaman korkular, kimiz zaman heyecanlar kimi zamanda umutlar. Ne kadar sıkıntı varsa açılmamak üzere konmalı bu kutulara ve açılmamalı bir daha. Bilinçaltımız ve kalbimiz bizim asıl kutularımızdır. Hayat içinde bu kutuyu açacak Pandoralar da olabilir, ama siz önceden kutuyu boşaltın ki kötülükler değil umut ve mutluluk çıksın dışarıya.
Edip Cansever in “Masada Masaymış” şiiri aslında bir çeşit Pandora’nın kutusunu çağrıştırıyor. Tabi ki güzellikleri koymak koşuluyla…
Adam yaşama sevinci içinde
Masaya anahtarlarını koydu
Bakır kâseye çiçekleri koydu
Sütünü yumurtasını koydu
Pencereden gelen ışığı koydu
Bisiklet sesini çıkrık sesini
Ekmeğin havanın yumuşaklığını koydu
Adam masaya
Aklında olup bitenleri koydu
Ne yapmak istiyordu hayatta
İşte onu koydu…
Yüreğinizdeki umudun korkusuzca yeşerdiği nice günlere….
www.cokaypdr.com