Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Salih Demir
Köşe Yazarı
Salih Demir
 

İKİYÜZLÜLÜK ve İHANETİN FATURASI

Bir seçmen CHP’deki düzelmeyi ve olumlu yöndeki pek çok gelişmeyi tespit edemeyebilir. Hatta CHP’nin kendisinin de içinde bulunduğu geniş emekçi kitlelerinin geleceğini yeniden kurabilecek sosyal demokrat bir parti olma yolundaki çizgisini de kavrayamayabilir. Bu yüzden CHP’deki bu farklılığı gözden kaçırıp 1 Kasım’da oyunu götürüp Saray’ın ve onun sultasındaki hırsızlık, yolsuzluk ve savaş politikaları anlamına gelen AKP’ye veya başka herhangi bir partiye verebilir. Sonuçta milli irade böyle gerçekleşiyor. Kitleler demokrasiyi biraz da kaşı gözü yarıla yarıla öğreniyor çünkü. Buna bir diyeceğim yok. Öyle ya, ne olursa olsun halkın büyük bir bölümü mantığının işlediği biçimde, anladığı ve algıladığı şekilde oy kullanıyor. Bu bence hayırlı bir şeydir. Benim zorum üçkâğıtçılarla, ikiyüzlülerle… Her seferinde “kral çıplak” demek bana ve benim gibilere düşüyorsa başka ne yapılabilir ki! **** Bu söylediklerimi Didim üzerinden biraz genişletmek istiyorum. Geçen ki yazımda Didim Eski Belediye Başkanı Mümin Kamacı’nın Metin Lütfü Baydar’la birlikte CHP İlçe Başkanlığına gidip üyelik başvurusunda bulunmasını CHP’yi 1 Kasım Seçimlerinde sabote etmek olarak değerlendiren bir mantığı irdelemiştim. CHP Didim Seçim Ofisinin açılışını, Partinin en üst düzey yöneticilerinden bir olan Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın Mümin Kamacı ile birlikte yapmış olmasını unutan ve belki de içinden bunu da bir sabotaj olarak düşünen CHP İlçe Başkanı Gökmen Karataş’ın yönetmesinin nasıl bir ayıp olduğuna ve bunun gibi pek çok konuya değinmiştim. ***** Geçenlerde kendilerini tanıtmak, partilerinin program ve tüzüğünü açıklamak üzere HDP Aydın Milletvekili adayları Didim Cemevi’ne geliyor. Vurdukları kitle C.H.P Didim Belediye Başkanı ile birlikte Didim üstünden çıkar hesapları içinde olan Cemevi yönetimi, onları davet edip getirmişse atıp tutacaklar elbette. Ama bu şaşılacak tabloya İlçe Başkanı Gökmen Karataş’ın da katılması, orada yer alması, kendisi değilse bile yanındaki ilçe yönetim kurulu üyelerinden herhangi birinin ağzını açıp da “ülkenin kan gölüne döndüğü, hükümet yerine çetelerin iş başında bulunduğu, halkın geleceksizleştirildiği bir sırada CHP ve Kemal Kılıçtaroğlu için bunları söylemek ne kadar gerçekçi, vicdanla ne kadar bağdaşıyor” diyemiyor. Ve durup düşünüyor insan: Gökmen Karataş, işine geldiğinde acayip CHP’li, işine geldiğinde acayip HDP ’li olan ve her türlü suda çıkar avlayan Cemevi yöneticileri ile nasıl bir ilişki içinde? CHP ilçe başkanı gibi bir şahsın bu konularda bunları bilmemesi imkânsız. Partisini ayaklar altına almaya çalışan kimselerin küfür hakarete varan açıklamaları karşısında sessiz kalması, onlarla uyum içinde düşüp kalkması kabul edilemez bir şey. 1 Kasım seçimlerini sabote etmek bu davranış değilse nedir? Öte yandan Didim’deki bütün reklam panolarını AKP’ye kiralayan belediyenin tutumuna ses de çıkarmayan Gökmen Karataş’ın ne için, kimin için Didim CHP’de ilçe başkanlığı görevini sürdürdüğü akla geliyor ki düşünmek bile istemiyorum. Midem bulanıyor çünkü. Kustum kusacağım. CHP’nin 5.ve 6. sıra milletvekili ile seçim gezilerine katılan aynı Gökmen Karataş, Didim’den birinci çıkmış Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın seçim gezileri söz konusu olunca ortada yok. Başımı ağrıyor ne? Bütün bunlar ve bunun gibi başka şeyler bana tuhaf geliyor. İlçe yönetiminde ve Cemevi yönetiminde olan ve her gün mensubu olduğu vekile hakaretlere varan cahil ama kakma laflarla saldıran, saldırtılan CHP’li görünen yöneticileri tespit edip uyarmak bir yana, nispet yapar gibi ‘’ kendi diyemediğini dedirtenlerle birlikte boy boy resim vermeleri ne  kadar acı. Bunu yapan cahil de, kakma akıllı da kime hizmet ettiğinin farkında değil. Hele bazı tipler var ki Cemevi’nde bir militan, CHP’de ise kedi, ama kalıbına baksan bir adam sanırsın. Yapmayın etmeyin bu hem inancımıza hem de partimize çok büyük zararlar vermektedir. Ayrıca bu gibi kıvırmaların bir aleviden çıkması ve cem evinin böyle şeylerle gündeme gelmesi utanç vericidir. Daha önce seçim ofisini de CHP’li seçmenlerin ve Hüseyin Yıldız’ın çabalarıyla açıldığını biliyorum. Didim’deki billboardların tümünün AKP milletvekillerine tahsis edilmesi adeta Didim’i sanki AKP’nin kalesiymiş gibi göstermektedir. Bundan hiçbir rahatsızlık duymayan ilçe başkanı, partiyi sahipsiz bırakıp kendisi cem evinde HDP’lilerle aşure yemekle ve onlara şirinlik yapmakla meşgul. Tüm ilçe yönetimi demek doğru değil ama birçoğu CHP’de ilçe yönetiminde, ama cem evinde HDP’lilere göz kırparak ve dizinin dibinde CHP’ye hakaret etmelerine izin vermektedir. Seçime iki günden az var. İlçe başkanı ve sözde yöneticileri parti ofisini bile açmayacaklardı. Hüseyin Yıldız’ın çabaları ve finansıyla parti ofisi açıldı. Bir aydır tüm arabalarını ve eşinin dostunun tüm imkânlarını Didim’e ve Aydın’a seferber etti. Abdullah gül gibi hayati şeylerde tuhaf rahatsızlıklar hisseden ilçe başkanına ve bazı yöneticilere rağmen bu seçimde birinci parti çıkacak. Bu durum en hafif ifadeyle ikiyüzlülük gibi geliyor. **** Tuhaf ve ağır gelen her şeye rağmen CHP Didim’den birinci parti olarak çıkmalı. Bunu başarmak zorundayız. CHP iktidar, Kemal Kılıçtaroğlu başbakan olmalı. Bunun için elimizden geleni yapmalıyız. Bunun için bir şeyler yapmalıyız. Bunun için tüm iyi erkekler, tüm iyi kadınlar, tüm iyi gençler yüreklerimizi birleştirmeli ve bunu 1 Kasım’da sandığa yansıtmalıyız. **** 1 Kasım’dan sonra kötülere, CHP’ye ihanet edenlere ne kadar yok desek de en azından ağız dolusu tükürüğümüz olur elbette.
Ekleme Tarihi: 30 Ekim 2015 - Cuma

İKİYÜZLÜLÜK ve İHANETİN FATURASI

Bir seçmen CHP’deki düzelmeyi ve olumlu yöndeki pek çok gelişmeyi tespit edemeyebilir.

Hatta CHP’nin kendisinin de içinde bulunduğu geniş emekçi kitlelerinin geleceğini yeniden kurabilecek sosyal demokrat bir parti olma yolundaki çizgisini de kavrayamayabilir.

Bu yüzden CHP’deki bu farklılığı gözden kaçırıp 1 Kasım’da oyunu götürüp Saray’ın ve onun sultasındaki hırsızlık, yolsuzluk ve savaş politikaları anlamına gelen AKP’ye veya başka herhangi bir partiye verebilir.

Sonuçta milli irade böyle gerçekleşiyor.

Kitleler demokrasiyi biraz da kaşı gözü yarıla yarıla öğreniyor çünkü.

Buna bir diyeceğim yok.

Öyle ya, ne olursa olsun halkın büyük bir bölümü mantığının işlediği biçimde, anladığı ve algıladığı şekilde oy kullanıyor.

Bu bence hayırlı bir şeydir.

Benim zorum üçkâğıtçılarla, ikiyüzlülerle…

Her seferinde “kral çıplak” demek bana ve benim gibilere düşüyorsa başka ne yapılabilir ki!

****

Bu söylediklerimi Didim üzerinden biraz genişletmek istiyorum.

Geçen ki yazımda Didim Eski Belediye Başkanı Mümin Kamacı’nın Metin Lütfü Baydar’la birlikte CHP İlçe Başkanlığına gidip üyelik başvurusunda bulunmasını CHP’yi 1 Kasım Seçimlerinde sabote etmek olarak değerlendiren bir mantığı irdelemiştim.

CHP Didim Seçim Ofisinin açılışını, Partinin en üst düzey yöneticilerinden bir olan Aydın Milletvekili Bülent Tezcan’ın Mümin Kamacı ile birlikte yapmış olmasını unutan ve belki de içinden bunu da bir sabotaj olarak düşünen CHP İlçe Başkanı Gökmen Karataş’ın yönetmesinin nasıl bir ayıp olduğuna ve bunun gibi pek çok konuya değinmiştim.

*****

Geçenlerde kendilerini tanıtmak, partilerinin program ve tüzüğünü açıklamak üzere HDP Aydın Milletvekili adayları Didim Cemevi’ne geliyor.

Vurdukları kitle C.H.P

Didim Belediye Başkanı ile birlikte Didim üstünden çıkar hesapları içinde olan Cemevi yönetimi, onları davet edip getirmişse atıp tutacaklar elbette.

Ama bu şaşılacak tabloya İlçe Başkanı Gökmen Karataş’ın da katılması, orada yer alması, kendisi değilse bile yanındaki ilçe yönetim kurulu üyelerinden herhangi birinin ağzını açıp da “ülkenin kan gölüne döndüğü, hükümet yerine çetelerin iş başında bulunduğu, halkın geleceksizleştirildiği bir sırada CHP ve Kemal Kılıçtaroğlu için bunları söylemek ne kadar gerçekçi, vicdanla ne kadar bağdaşıyor” diyemiyor.

Ve durup düşünüyor insan:

Gökmen Karataş, işine geldiğinde acayip CHP’li, işine geldiğinde acayip HDP ’li olan ve her türlü suda çıkar avlayan Cemevi yöneticileri ile nasıl bir ilişki içinde?

CHP ilçe başkanı gibi bir şahsın bu konularda bunları bilmemesi imkânsız.

Partisini ayaklar altına almaya çalışan kimselerin küfür hakarete varan açıklamaları karşısında sessiz kalması, onlarla uyum içinde düşüp kalkması kabul edilemez bir şey.

1 Kasım seçimlerini sabote etmek bu davranış değilse nedir?

Öte yandan Didim’deki bütün reklam panolarını AKP’ye kiralayan belediyenin tutumuna ses de çıkarmayan Gökmen Karataş’ın ne için, kimin için Didim CHP’de ilçe başkanlığı görevini sürdürdüğü akla geliyor ki düşünmek bile istemiyorum.

Midem bulanıyor çünkü.

Kustum kusacağım.

CHP’nin 5.ve 6. sıra milletvekili ile seçim gezilerine katılan aynı Gökmen Karataş, Didim’den birinci çıkmış Aydın Milletvekili Hüseyin Yıldız’ın seçim gezileri söz konusu olunca ortada yok.

Başımı ağrıyor ne?

Bütün bunlar ve bunun gibi başka şeyler bana tuhaf geliyor.

İlçe yönetiminde ve Cemevi yönetiminde olan ve her gün mensubu olduğu vekile hakaretlere varan cahil ama kakma laflarla saldıran, saldırtılan CHP’li görünen yöneticileri tespit edip uyarmak bir yana, nispet yapar gibi ‘’ kendi diyemediğini dedirtenlerle birlikte boy boy resim vermeleri ne  kadar acı.

Bunu yapan cahil de, kakma akıllı da kime hizmet ettiğinin farkında değil.

Hele bazı tipler var ki Cemevi’nde bir militan, CHP’de ise kedi, ama kalıbına baksan bir adam sanırsın.

Yapmayın etmeyin bu hem inancımıza hem de partimize çok büyük zararlar vermektedir.

Ayrıca bu gibi kıvırmaların bir aleviden çıkması ve cem evinin böyle şeylerle gündeme gelmesi utanç vericidir.

Daha önce seçim ofisini de CHP’li seçmenlerin ve Hüseyin Yıldız’ın çabalarıyla açıldığını biliyorum.

Didim’deki billboardların tümünün AKP milletvekillerine tahsis edilmesi adeta Didim’i sanki AKP’nin kalesiymiş gibi göstermektedir.

Bundan hiçbir rahatsızlık duymayan ilçe başkanı, partiyi sahipsiz bırakıp kendisi cem evinde HDP’lilerle aşure yemekle ve onlara şirinlik yapmakla meşgul.

Tüm ilçe yönetimi demek doğru değil ama birçoğu CHP’de ilçe yönetiminde, ama cem evinde HDP’lilere göz kırparak ve dizinin dibinde CHP’ye hakaret etmelerine izin vermektedir.

Seçime iki günden az var.

İlçe başkanı ve sözde yöneticileri parti ofisini bile açmayacaklardı.

Hüseyin Yıldız’ın çabaları ve finansıyla parti ofisi açıldı.

Bir aydır tüm arabalarını ve eşinin dostunun tüm imkânlarını Didim’e ve Aydın’a seferber etti.

Abdullah gül gibi hayati şeylerde tuhaf rahatsızlıklar hisseden ilçe başkanına ve bazı yöneticilere rağmen bu seçimde birinci parti çıkacak.

Bu durum en hafif ifadeyle ikiyüzlülük gibi geliyor.

****

Tuhaf ve ağır gelen her şeye rağmen CHP Didim’den birinci parti olarak çıkmalı.

Bunu başarmak zorundayız.

CHP iktidar, Kemal Kılıçtaroğlu başbakan olmalı.

Bunun için elimizden geleni yapmalıyız.

Bunun için bir şeyler yapmalıyız.

Bunun için tüm iyi erkekler, tüm iyi kadınlar, tüm iyi gençler yüreklerimizi birleştirmeli ve bunu 1 Kasım’da sandığa yansıtmalıyız.

****

1 Kasım’dan sonra kötülere, CHP’ye ihanet edenlere ne kadar yok desek de en azından ağız dolusu tükürüğümüz olur elbette.

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.