CHP, Türkiye’de tüm ezilenlerin, ötekilerin, kimsesizlerin gözü, kulağı, koruyucusu ve kollayıcısı olmak üstüne kendini ifade etmiş bir parti iken ve de bu ülkenin demokrasi ve özgürlük talebi olan vatandaşlarının sözcüsü olması beklenirken, sol ve sosyal demokrat politikalardan giderek kopan tutumuyla, son dönemlerde herkeste şaşkınlık yaratmaya başladı.
Esas olarak sağın sığ sularında kulaç atmaya başlayınca şaşkınlık yaratan bu tutumu gözlerden kaçmaz oldu.
Yani anlayacağınız koca dağ çok sık doğum yapıyor ama her seferinde yalnızca fare doğuruyor.
Ona gönül verenlerde ciddi manada hayal kırıklıkları yaratıyor.
Bu tutumundan kurtulması için yapılan eleştirilere de kapalı olduğu için adam harcama da artık kaçınılmaz oluyor.
Böyle olunca yaşasın onuncu köy diyenler de çoğalıyor.
CHP’nin ülke barışının sağlanması yönünde izlediği politikalar ne yazık ki AKP’nin ırkçı, şoven ve dinci-gerici politikalarından daha ileri, daha tutarlı ve de AKP’nin politikalarına alternatif olacak şekilde değil.
AKP’nin ülkemizi dünyaya rezil eden dış politikalarına karşı CHP’nin ciddi anlamda alternatif bir dış politikası da yok.
AKP, çocuklara cinsel tacizde bulunan, onları istismar eden bir takım gerici ve yobaz kurumlara sahip çıkarken, yaptığı köprüleri bahane ederek adamlarına hazineyi soydurma planları yaparken, bunca hırsızlık, talan ortadayken, ülke batma noktasına gelmişken halkın yine yılana sarılması, celladına aşık olması CHP’nin millete güven vermemesinden ve böylesine gerici politikalara bel bağlamasından ve sağın sığ sularında kulaç atmaya başlamasındandır.
Halk şaşkındır ama CHP’de bir şaşkınlık ve hatta delalet içindedir.
CHP’ye Atatürk’ün kurduğu CHP demek giderek zorlaşıyor.
CHP’nin bu durumu oradaki insanlar tarafından daha iyi hissediliyor.
Didim’de yaşanan son durum her şeyi ortaya koyuyor.
Kendi aday adayları varken, ne gereği varsa MHP’li birini aday gösterip CHP’den belediye başkanı seçtirdiği şahsın sağ kolu olarak bilinen birisi “sen iyi çalışmıyorsun diye” bir Roman vatandaşı silahıyla ayağından yaralıyor.
İşe bakın ki bu olay, “güya infial çıkmasın” diye emniyet ve belediye başkanı marifetiyle örtbas edilmeye çalışılıyor, içler acısı olan yaralı vatandaşımızdan ameliyat sırasında görüntü alınması müsaade edilmiyor.
Bu meselenin kapanması için cansiperane davranan CHP Didim ilçe başkanı sadece Belediye başkanının emrinde ve onun kuklası değil, adeta belediye başkanının dışarıdan getirttiği adam döven, sağa sola ateş açan, yol kesen adamlarının da emrinde ve onların da kuklası.
Belediye başkanının görevi anlayışıysa bir kasaba şerifinin görev anlayışı sanki, kendine karşı gelenleri tehdit ediyor, onları korkutuyor, uygulamalarını beğenmeyenleri, hiçbir zaman ait olmadığı, kendisini ait hmediği CHP’den attırmaya uğraşıyor.
Daha yakında, salt farklı etnik yapıya, inanca sahiptir diye, istediğini alamadı diye Didim’deki bir Süryani iş adamına çektirdiği bile deyim yerindeyse tam bir rezillik.
Şu anda Didim’de şaşkınlık hakim.
Roman vatandaşlar şaşkın, Didimliler şaşkın, Didim Belediye başkanlığı için CHP’ye oy verenler şaşkın…
CHP’nin yukarıdaki arızalarını görmek için aşağıya bakmak, Didim’e bakmak yeter.
Didim belediyesi kimsesizlerin kimsesi olmaktan çoktan çıktı.
Tam bir haramiler sultası.
Mevcut belediye başkanına ve mevcut ilçe başkanına oy kullanmış bir vatandaşımızın “ Didim bizim, CHP bizim, ama Didim belediye başkanı da, ilçe başkanı da bizim değil-bizden değil.” diyor.
Haksız mı?
Suçlu, şeytanı taşlayanlar mı?