Olay Paris'in(Fransa) çok ziyaret edilen bir alış-veriş merkezinin, oyuncakçı bölümünde, baba ve bir çocuk arasında yaşanmıştır.
Buraya kadar her şey normal... Ta ki beş yaşında ki Ali'nin uzaktan idareli bir itfaiye arabasının önünde durması, gözlerini uzun süre arabadan ayırmadan hayranlıkla bakmasına kadar...
Baba(kapıda ki 'Hayvanlar Giremez' yazısını okumadan içeri giren, ‘baba’ sıfatlı kişi) pahalı oyuncak arabanın önünde, gözlerini ayıramadan iki dakikadır arabaya bakan çocuğu asılır gibi çeker... ve olaya şahit olan bir başka Türk vatandaşı, gördüklerini hemen orada şöyle kaleme alır:
''...Büyük bir mağazanın giriş kapısında
« Hayvanlar giremez » uyarısına rağmen
Girmişti o ‘baba’ kılıklı.
İçeride yaşananlar bu yazının dışındaydı.
Paris'te hırpalanan çocuk... Suriye'de bombalanan,
Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi.
Filistin'de kurşunlanan çocuklar gibi çaresizdi.
Adı konulamayan davranış bozuklukları raflar arasında.
İki veya üç yaşında annesiz bir çocuk babası tarafından,
Evirile-çevrile dövülüyordu.
İki veya üç yaşında annesiz bir çocuk babası tarafından,
Evirile-çevrile dövülüyordu.
Ne görüntü alıcılarının, ne de görevlilerin izleme alanında olmayan
İğrenç bir manzara.
İğrenç bir manzara.
Çocukken yaşlandırılanlar…
Çevresindeki insanların sezgilerini önemsemeden,
Küçük bir varlığın masumiyetini umursamadan,
Kaba eylemlerini sadistçe sürdüren bir baba.
Kendi kendilerini yönetemeyenler.
Yavrusunun geleceğini ve umutlarını çalan bir çocuk ‘üreticisi’…
Kontrolsüz güç sahibi, insan sevmez bir hayal.
Şiddet adamın içinde.
Bir alışveriş merkezinde; sevmesini bilmeyen bir gölge…
Öfkeyle beslenen şiddet…
« Git evine bardak kır. Kapılarına vur... Sakız çiğne!» diyemeyen
Bir çevre...
Acılarının profili hakla, hukukla anlaşılmayacak...
Yarınlarda geçmişine bakmadan seni suçlayacaklar! Kırılganlığından... haksızlıklara baş kaldırmandan faydalanmak isteyenler olacak...
Şiddet hamalı baban ise; kendi kabalıklarının cezasını sana rağmen, yalnız ve kimsesiz kalmakla çekecek.
Şiddet hamalı baban ise; kendi kabalıklarının cezasını sana rağmen, yalnız ve kimsesiz kalmakla çekecek.
Acılarının profili hakla, hukukla anlaşılmayacak...
Yarınlarda geçmişine bakmadan seni suçlayanlar;
Bir başkasının yükünü sana taşıtacaklar!..''
Hep aynı yobazlar... hep aynı maganda düşünceleri, '’Karı da benim, çocuk da’’ ister döverim, ister severim sana ne kardeşim.'
Hadi oradan ayı!.. kardeşim miş...
Maganda değil mi, istediği zaman döver, istediği zaman sever tabii...' hatta istediği zaman sokak ortasında kurşunlar bile... ibret verici kanuni uygulamalar olmazsa veya; ‘’seni işten çıkarttırım’’ dediği iddia edilen bir gazeteciye ceza veren, ‘’bu kadını işten çıkartın’’ diyen politikacıya sessiz kalan bir düzen, uygulama olduktan sonra...
'Burası Türkiye' diyerek, Türkiyeyi olumsuzluklar ülkesi gibi görmeyenlere,
Saygılarımla
Teşekkür; Gördüklerini kaleme alan ve bana gönderen duyarlı vatandaşa teşekkür ederim.