Rıdvan Eşin
Esnaf Odaları Bidliği
Le Pain
Yaşar Çelebi
Köşe Yazarı
Yaşar Çelebi
 

GONCA KIZ… Gerçek bir hikâye

Üç-beş tavuğu, bir ineği ve kapısının önünde soğan, biber, domates ekebilecekleri kadar bir bahçeleri ile kıt-kanaat geçinen bir ailenin tek çocuğudur Gonca. Bir gün arkadaşları ile yol kenarında oynarken hızla giden bir at arabasının altında kalır. Doktorlar hayatta kalabilmesi için kangrene çeviren tek kolunu kesmek zorunda kalırlar, henüz 4 yaşında ki Gonca kızın. Gel zaman, git zaman okul çağına gelir koca gözlü, melek yüzlü esmer güzeli… Ailesi; “Bu kız tek kolla tarlada, tapanda çalışamaz, bari okusun” der ve okula gönderirler. Daha birinci sınıfa giderken bir şanssızlık daha yaşar küçük Gonca… Okul yolunda ki dereden geçerken dengesini kaybeder, düşer azgın dere suyuna.  Tek kolla debelenmeye, kendini kurtarmaya çalışır ancak başaramaz… Tam gücünü kaybetmiş, kendini bırakmak üzere iken bir çoban köpeği yetişir imdadına. Kahraman köpek, Gonca’nın çaresiz bağırmalarını uzaktan duymuş koşarak gelmiştir. Atar kendini suya ve güçlü dişleri ile Gonca’yı kıyıya çeker ve başlar havlamaya. Köpeğinin sesini tanıyan çoban Kazım, koşar gelir ve kurtarır küçük kızı. O günden sonra Gonca kızın arkadaşı iki tanedir; Ailenin geçim kaynağı olan sarı inek ve hayatını borçlu olduğu, adını ‘İmdat’ koyduğu kurt köpeği. Onlar artık tek kollu Gonca’nın konuşma arkadaşları, sırdaşlarıdır. Gonca, onlarla dertleşir, üzüntülerini anlatır hatta bazen sarılıp ağladığı bile olur. Bir hafta sonu sarı inekle, Gonca aynı gün hastalanırlar. Gonca ateşler içinde inliyor, sarı inek ise kımıldamadan hareketsiz yatıyor. Aile şaşkın, çaresiz. Biri doktora, diğeri veterinere gitmesi gerek… ancak ikisinin tedavisi için para yok. Baba seçimini yapar, ateşler içinde yanan kızını sabah erkenden kucaklar, (cebinde ki para ancak doktora yetebilir) tutar 20 kilometre uzaklıkta ki şehrin yolunu. Doktor parası eksiktir… ancak yalvar-yakar öder doktorun parasını, yayan-yapıldak döner köyüne. Gonca ertesi sabah gözlerini açar-açmaz can dostları sarı inek ve imdat köpeği görmek ister. Köpeği İmdat’ı kapıda görür ve annesi de beraber ahır giderler. Anne, ahırın kapısında küçük kızının başını elleri arasına alarak, ‘sarı ineğin ağır hasta olduğunu, paraları olmadığı için baytara gidemediklerini’ gözlerinden süzülen yaşlarla söyler.  Sarı inek hala ilk günkü gibi hareketsiz yatmaktadır. Gonca sarı ineğin başına sarılarak hem ağlar hem yalvarır; “Ne olur iyi ol, bak ben de iyi oldum… okula da gitmiyorum, hep yanında olacağım. Bak İmdat da yanımda hep beraber olacağız, yine kırlara çıkacağız…” Sarı inek gözlerini açar; ‘Ben seni son kez göreyim, senin kollarında öleyim diye bekledim’’ der gibi bakar, bakar ve son nefesini verir. İneğin öldüğünü anlayan anne, kızını kolundan tutarak kaldırmak ister ancak başaramaz. Gonca sıkı-sıkıya sarıldığı ineğe daha da kenetlenmiş halde hıçkırıklarla ağlayarak ve boynunu bırakmadan uyuklayıp kalır. Uyandığında kurt köpeği İmdat da hala yanındadır. Gonca can dostu köpeğine dönerek; “Sana söz veriyorum İmdat… ben veteriner olacağım. Parası olmayanların hayvanlarını muayene edip, ilaç vereceğim…” Ve sözünü tutar. Tek kolu protezli Gonca… Çaresizlere çare olanlara,                                                              Saygılarımla…
Ekleme Tarihi: 17 Şubat 2024 - Cumartesi

GONCA KIZ… Gerçek bir hikâye

Üç-beş tavuğu, bir ineği ve kapısının önünde soğan, biber, domates ekebilecekleri kadar bir bahçeleri ile kıt-kanaat geçinen bir ailenin tek çocuğudur Gonca.

Bir gün arkadaşları ile yol kenarında oynarken hızla giden bir at arabasının altında kalır.

Doktorlar hayatta kalabilmesi için kangrene çeviren tek kolunu kesmek zorunda kalırlar, henüz 4 yaşında ki Gonca kızın.

Gel zaman, git zaman okul çağına gelir koca gözlü, melek yüzlü esmer güzeli…

Ailesi; “Bu kız tek kolla tarlada, tapanda çalışamaz, bari okusun” der ve okula gönderirler.

Daha birinci sınıfa giderken bir şanssızlık daha yaşar küçük Gonca… Okul yolunda ki dereden geçerken dengesini kaybeder, düşer azgın dere suyuna. 

Tek kolla debelenmeye, kendini kurtarmaya çalışır ancak başaramaz…

Tam gücünü kaybetmiş, kendini bırakmak üzere iken bir çoban köpeği yetişir imdadına.

Kahraman köpek, Gonca’nın çaresiz bağırmalarını uzaktan duymuş koşarak gelmiştir.

Atar kendini suya ve güçlü dişleri ile Gonca’yı kıyıya çeker ve başlar havlamaya.

Köpeğinin sesini tanıyan çoban Kazım, koşar gelir ve kurtarır küçük kızı.

O günden sonra Gonca kızın arkadaşı iki tanedir; Ailenin geçim kaynağı olan sarı inek ve hayatını borçlu olduğu, adını ‘İmdat’ koyduğu kurt köpeği.

Onlar artık tek kollu Gonca’nın konuşma arkadaşları, sırdaşlarıdır.

Gonca, onlarla dertleşir, üzüntülerini anlatır hatta bazen sarılıp ağladığı bile olur.

Bir hafta sonu sarı inekle, Gonca aynı gün hastalanırlar.

Gonca ateşler içinde inliyor, sarı inek ise kımıldamadan hareketsiz yatıyor.

Aile şaşkın, çaresiz. Biri doktora, diğeri veterinere gitmesi gerek… ancak ikisinin tedavisi için para yok. Baba seçimini yapar, ateşler içinde yanan kızını sabah erkenden kucaklar, (cebinde ki para ancak doktora yetebilir) tutar 20 kilometre uzaklıkta ki şehrin yolunu.

Doktor parası eksiktir… ancak yalvar-yakar öder doktorun parasını, yayan-yapıldak döner köyüne.

Gonca ertesi sabah gözlerini açar-açmaz can dostları sarı inek ve imdat köpeği görmek ister.

Köpeği İmdat’ı kapıda görür ve annesi de beraber ahır giderler.

Anne, ahırın kapısında küçük kızının başını elleri arasına alarak, ‘sarı ineğin ağır hasta olduğunu, paraları olmadığı için baytara gidemediklerini’ gözlerinden süzülen yaşlarla söyler. 

Sarı inek hala ilk günkü gibi hareketsiz yatmaktadır. Gonca sarı ineğin başına sarılarak hem ağlar hem yalvarır;

“Ne olur iyi ol, bak ben de iyi oldum… okula da gitmiyorum, hep yanında olacağım. Bak İmdat da yanımda hep beraber olacağız, yine kırlara çıkacağız…”

Sarı inek gözlerini açar; ‘Ben seni son kez göreyim, senin kollarında öleyim diye bekledim’’ der gibi bakar, bakar ve son nefesini verir.

İneğin öldüğünü anlayan anne, kızını kolundan tutarak kaldırmak ister ancak başaramaz. Gonca sıkı-sıkıya sarıldığı ineğe daha da kenetlenmiş halde hıçkırıklarla ağlayarak ve boynunu bırakmadan uyuklayıp kalır.

Uyandığında kurt köpeği İmdat da hala yanındadır.

Gonca can dostu köpeğine dönerek; “Sana söz veriyorum İmdat… ben veteriner olacağım. Parası olmayanların hayvanlarını muayene edip, ilaç vereceğim…”

Ve sözünü tutar. Tek kolu protezli Gonca…

Çaresizlere çare olanlara,                                                             

Saygılarımla…

Yazıya ifade bırak !
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve aydinyeniufuk.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.