Seçim gününün belli olmasıyla birlikte seçmenlerini algılarını ve olaylara nasıl baktığını yapılan bilimsel çalışmalar ile açıklamak istiyorum. Özellikle genç nüfus ve ilk defa oy kullanacak olan gençlerin olaylara bakış açısı nasıl?
Özellikle genç ve eğitimli seçmen söz konusu olduğunda, seçmenlerin partilerinden daha kolay vazgeçebilecekleri görülmektedir. Araştırma bulguları, katılımcıların yarısının belli durumlarda partilerinden vazgeçebileceklerini göstermektedir. Bu da siyasi partilerin seçmenlerin önceliklerini tespit etmesi gerektiği ve buna uygun adımlar atmasının zorunlu olduğu anlamına gelmektedir. Aynı şey parti liderinin performansı için de geçerlidir. Araştırmaya katılanlar parti liderini performansından hoşnut olmadıkları takdirde seçim ve tercihlerini gözden geçirebileceklerini göstermektedir.
Özellikle kitle iletişim araçları üzerinden yürütülen kampanya ve propaganda aktivitelerinin etkisi araştırma bulgularında kendini göstermektedir. Dolayısıyla siyasi partilerin, özellikle genç ve dinamik nüfus ve seçmen söz konusu olduğunda internet, TV, basılı yayın gibi kitle iletişim araçlarını kullanarak bir kampanya geliştirmeleri ve siyasi mesajlarını bu kanallar üzerinden iletmeye çalışmaları önem kazanmaktadır.
Önemli bir kavram “seçmen miyopluğu”
Seçmenlerin, kamusal mal ve hizmetleri kısa dönemli ve sonuçları hemen görülecek bir şekilde kendilerine arz edecek politikacılara oy vermeyi uygun görmeleri literatürde ‘seçmen miyopluğu’ (voter myopia) olarak değerlendirilmektedir. Şüphesiz siyasal partilerin –özellikle iktidar partisinin- amacı yeniden iktidara gelebilmektir. Bu nedenden dolayı siyaset kurumu her koşulda oy’unu maksimize etmeye çalışmaktadır. Gerek iktidar partileri gerek muhalefet partileri oylarını maksimize etmek için popülist politikalar uygulamaya başlayacaklardır. İktidar parti ya da partileri devlet gücünü de kullanarak oy kazanma yarışında öne geçmeye çalışacaklardır. İktidar parti ya da partileri bu anlamda oy kazandıracak politikayı iyi politikaya, kötü ekonomiyi iyi ekonomiye tercih etmiş olacaklardır. Kısa vadeli oy kazanma amacı doğrultusunda uygulayacakları genişletici politikalar ile ekonomide kısa süreli rahatlamaya neden olacaklardır.
Üretim ve istihdam üzerinde olumlu etkiler meydana gelecektir. Seçmenler bu olumlu ekonomik koşulların uzun dönemde devam edeceklerini düşünürler ama uzun dönemde bu politikaların en önemli sonucu büyük kamusal açıklar ve ardından gelen kronik yüksek enflasyonlardır. Seçmenler uzun dönemi doğru bir şekilde analiz edemezler ve bu nedenle yanlış karar alma ihtimalleri yükselmektedir.
Bu yüzden seçmen hafızası zayıf değil güçlü olursa, doğru bilgiye ulaşmak için çaba gösterirse daha sağlıklı adımlar atılmış olur.