Son zamanlarda ülke yönetiminde bir koltuk kapan seçilmişler, yol, köprü, alışveriş merkezleri gibi yatırım yapma, ülkeyi geliştirme adı altında ülkemizin tarih, kültür, doğa ve ekoloji gibi tüm değerlerini bozarak kendilerini rant kapısı haline getirme gayreti içine geldiler. Bu kötü gidişata herkes gibi ben de Z kuşağının akıllıca vereceği karara büyük umut bağlıyorum. İnsan düzelince dünya kendiliğinden düzelecektir… Baba, bir haftanın yorgunluğundan sonra Pazar sabahı kalktığında tüm haftanın yorgunluğunu çıkarmak için eline gazetesini aldı ve tüm gün miskinlik yapıp evde oturacağını düşündü. Tam bunları düşünürken çocuğu koşarak geldi ve sinemaya ne zaman gideceklerini sordu. Baba çocuğuna söz vermişti, o hafta sonu sinemaya götürecekti ama hiç dışarıya çıkmak istemediğinden bir bahane uydurması gerekiyordu, sonra gazetenin promosyon olarak dağıttığı dünya haritası gözüne ilişti. Önce dünya haritasını küçük parçalara ayırdı ve çocuğuna; eğer bu haritayı düzeltebilirsen seni sinemaya götüreceğim dedi sonra düşündü. “Oh be buldum, en iyi coğrafya profesörünü bile getirsen bu haritayı akşama kadar düzeltemez.” Aradan on dakika geçtikten sonra çocuk babasının yanına koşarak geldi ve “Baba haritayı düzelttim artık sinemaya gidebiliriz” dedi. Babası önce inanamadı ve görmek istedi. Gördüğünde hayretler içindeydi ve bunu nasıl yaptığını sordu. Çocuk, “Baba verdiğin haritanın arkasında bir insan vardı” İnsanı Düzelttiğim Zaman, Dünya Kendiliğinden Düzeldi dedi. İşte Z Kuşağı bu ülkenin geleceğine yön verecek olan bireyler. Yapılacak olan seçimlerde ülkemizi yönetecek siyasilere hem ders verecekler, hem de destek verecekler. Ülkemizin tüm dokularını bozan seçilmişlere liste dışı bırakarak, ülkemizi yeniden şaha kaldıracak, Atatürk ilke ve inkılaplarına sahip çıkacak siyasetçileri iş başına getirecek diye büyük ümit bağlanmış durumda. Atatürk, Büyük Söylev’in sonunda şöyle demişti: Bugün ulaştığımız sonuç, yüzyıllardan beri çekilen ulusal yıkımların yarattığı uyanıklığın eseri ve bu aziz vatanın her köşesini sulayan kanların bedelidir. Bu sonucu Türk gençliğine emanet ediyorum: “Ey Türk gençliği! Birinci vazifen, Türk bağımsızlığını, Türk Cumhuriyeti’ni sonsuza kadar korumak ve savunmaktır.” Ayakta çarıkla kazanılmış bu güzel vatanı, Kafada sarıkla gezen yobazlara asla bırakamayız…