(The broken windows theory)
Kırık camlar teorisi veya kırık pencereler teorisi ( Broken Windows Theory), Amerikalı suç psikoloğu Philip Zimbardo'nun 1969 yılında yapmış olduğu bir deneyden esinlenerek elde edilmiş olan, kentsel bozukluk üzerine anti-sosyal davranışlar ve diğer suçlardaki vandalizm davranışları/belirtileri ve normları işaret eden kriminolojik bir teoridir. Bu teorinin psikolojik yaşantılar üzerindeki yansımasını birlikte inceleyeceğiz.
“Birkaç kırık penceresi olan bir bina düşünün. Camlar tamir edilmemişse vandallar birkaç cam daha kırmaya meyillidir. Sonunda bina boş ise tüm camları kırılabilir, gecekonduysa belki de yangın dahi çıkarabilirler. Ya da bir kaldırım düşünün. Burada bazı çöpler birikir. Yakın zamanda bu çöpler daha fazla birikir. Sonunda buradaki restoranlar, hatta paket servis yapan insanlar bile çöpleri araba ile poşetler halinde getirerek buraya atarlar.”
Günlük hayatımızda bi çok sıkıntı ve olumsuzluk ile karşılaşırız. Bununla birlikte olumsuzlukları gidermek için eylem planı yapar ancak bir türlü başlangıç yapamayız.
Benzer durum ders çalışmaya başlamak isteyen ama bir türlü masanın başına oturamayan öğrenciler içinde geçerli. Eğer müdahale edilmez ise saatler günleri, günler haftaları kovalar ve zaman akıp geçer.
İş yerinde çalışan kişiler içinde farklı örnekler söz konusu. Eğer hayır demeyi öğrenemezseniz ve sizi bir kere kullanmaya başladılarsa veya mobbing söz konusuysa ve bunun karşılığında tepki gösterilmez ise siz de “kırık cam sendromu” içindesiniz demektir.
Bu yüzden “böyle gelmiş böyle gider” demeyin. Penceredeki küçük bir çatlağın büyük bir kırık cam’a dönüşmesine izin vermeyin.
Son olarak bu teori ile “Sarı öküzü vermeyecektik” hikâyesinin de iyi bir kombin olduğunu da sizlerde fark etmişsinizdir.
Toplamakta gecikirsen, meyveler dalında çürür…
Görüşmek üzere…