Pozitif tanısı almış kişilerin en çok ihtiyacı olan şey: Empati ve destek.
Toplum içerisinde en çok karşılaştığımız olumsuz durumlardan biri de “damgalanmak”tır. Eski zamanlarda çok gördüğümüz “vebalı” “cüzzamlı” karalamaları günümüzde yerini “COVİDLİ OLMAYA” bıraktı.
Aslında benzer durum 65 yaş üstü vatandaşlarımıza yapılan haksızlıklar ve yakıştırmalar ile başladı. Pandemi sürecinde en çok ihtiyaç duyduğumuz empati ne yazık ki şu an yerini olumsuz söylemlere bıraktı.
Değerli meslektaşım Aslı Bugay Sönmez’in tespitlerine ve danışanının ifadelerine bakmak çok yerinde olacak.
Cüzzamlı gibi herkes kaçtı benden…
Anne ve babası Covid tanısı almış ama kendisi negatif olan bir danışanım yaşadıklarını şöyle anlattı “Ailemin tanı aldığı hafta hiç görüşmemiştik, hiç temasımız yoktu ama onlar pozitif çıkınca benim de pozitif olduğum ve bunu sakladığımla ilgili yalan yanlış haberler yayıldı.
*Negatif olduğumu bildiğim halde insan içine çıkmaktan korkuyordum. Acaba yalan söylediğimden şüphelenen var mıydı? Kimsenin maske kullanmadığı ortamlarda bile ben maskemi çıkarmıyordum. Kimseyle görüşmek istemiyordum ki zaten kimse de benle görüşmek istemiyordu.
Sebepsiz yere içimde suçluluk hissediyordum ve sanki insanları görünce utanıyor gibi garip bir duygu hissediyordum.”
Belki sizler de covid nedeniyle ya da başka herhangi bir farklı görünen bir özelliğiniz nedeniyle bu tip duygular hissetiniz ya da hissetmekten korkuyorsunuz. Çünkü sosyal damgalanma kişinin aşağıdaki olumsuz duyguları ve tepkisel yanıtları yaşamasına neden olabilir.
• Değersizlik hissi
• Dışlanmış
• Yalnızlık
• Utanç
• Gelecek korkusu
• Kaygı belirtileri,
• Sosyal içe çekilme,
• Karamsarlık,
• Umutsuzluk,
• Yetersizlik,
• Çaresizlik,
• Suçluluk
Evet .hepimizin hayatlarında önemli değişiklikler oldu ve beklenmedik şekilde güvenlikli alanlarımızın dışına çıktık. Bu yüzden bu dönemde hepimizin diğerleri tarafından daha çok anlaşılmaya, paylaşıma, dayanışmaya, çevremize ve kendimize karşı daha kibar olmaya ihtiyacımız var. Empatik becerimizi geliştirmek için bu krizin bir fırsat olduğunu düşünüyorum.
Mevlana’nın dediği gibi;
“Aynı Dili konuşanlar değil, aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir.”