Atalarımız iyilik yap denize at demişler.
Günümüzde iyilik yapana salak diyorlar ne yazık ki
Hiç kimse karşılıksız bir şey yapmak istemiyor artık.
Yardım edeceği kişiyi seçiyor, düşünüyor, bu kişinin bana ilerde yardımı olur mu diye.
Eğer karşılık alacağını bilirse yardım ediyor diğer türlü görmezlikten geliyor.
Nerde kaldı bizim eski değerlerimiz, görgü, geleneklerimiz.
Günden güne insan olmamız gerekirken, insanlıktan çıkıyoruz.
Avrupalıya özene, özene, özümüzü, benliğimizi kaybettik.
Mutsuz, yalnız, insanlardan kaçan, topluma dönüştük.
Anne, baba evladından, evlat, anne, babadan şikayet eder olduk.
Komşularımızı düşman gibi görüyor, asansörde, kapıda, sokakta görünce selam vermek yerine geçip gidiyoruz.
Komşu, komşunun külüne muhtaçtır sözü de mazi de kaldı.
Avrupalıya özendikçe, geçmişimizi unuttukça, biz, bizlikten, insanlıktan uzaklaştık.
Geçmişini yok sayan kişiler, geleceğe umutla bakamaz, mutlu olamaz.
Örf ve adetlerimiz, bizim özümüz, bizi, biz yapan gerçekler.
Yok sayarak kendimize yabancılaşıyoruz.
İnsan duygularıyla yaşayan ve duygularıyla değer kazanan bir varlıktır.
Birbirimize karşı olan duygu ve güvenimizi kaybedersek bizlerde kayboluruz.
Yurt dışında her evde kedi, köpek görür evde hayvan mı beslenir derdik, bize yanlış gelirdi.
Şimdi çoğumuz evde hayvan beslemeye başladık.
Sebep tabi ki yalnızlık duygumuz.
Çok şükür ki hala aramızda azda olsa iyilik yapan, yardım eden,insani duygular taşıyan kişiler var.
Çoğunluğumuz yardım etmekten kaçıyor, hatta bazılarımız etrafımıza zarar veriyoruz.
Kavga eden, birini bıçaklayan veya hırsızlık edenleri görsek Kameraya alma, resim çekme telaşına düşüyoruz gidip kurtaralım yardım edelim demiyoruz.
Birbirimize karşı duygu körlüğü yaşıyoruz.
Hayatımız da kalmak, mutlu olmak için emek verenleri fark edelim.
Mutluluk herkes gibi yaşarken, kimse gibi olmamaktır…